HAMDİ YILMAZ & ‘Gefangen in İzmir’

Bin dokuz yüz doksanlı yıllar..

Düsseldorf’tan trenle Amsterdam’a gidiyorum. Sigara içilen kompartımandayız. Karşımda bir kadın kitap okuyor. Kimin bir kitap okuduğunu görsem, adına bakmak, hatta mümkün olabiliyorsa alıp, arka kapağını ve ön sözünü okumak gibi de bir huyum var.

Kitabın adı, “Gefangen in İzmir”.. İzmir kelimesini görünce, memleketten uzak olmanın verdiği duygu ile de bir hoş oldum. Kadın Alman, kitap da Almanca..

Kadın sigara yakmak için gözünü kitapta uzaklaştırdığı bir an, “Ben iki yıl İzmir’de yaşadım” deyiverdim. Kırık, dökük bir İngilizce ile..

Kadın kaşlarını kaldırdı ve bana ters ters baktı..

Hatta bir büre sonra, kendim sigara yakarken kadına da tuttum. Yine kaşlarını kaldırırken sertce, “Nein!” dedi.

Belli ki bu işte bir terslik vardı. Trenden inip eve varınca, sözlüğe bakarak kitabın adını öğrendim..

“İzmir’de bir tutuklu”. Yazarı da ‘Gene LePere’.

Türkiye’den yeni ayrıldığım yıllar olduğu için hafızam tazeydi ve yazarın 1990’lı yılların başlarında uyuşturucu kaçakçılığından İzmir’de yakalandığını, iki yıl hapis yattıktan sonra da Cumhurbaşkanı’nın özel affı ile serbest bırakılarak ülkesine döndüğünü hatırladım..

Şimdilerde gogola bakarsanız, bu yazar uyuşturucudan değil, hatıra olarak satın aldığı birkaç parça tarihi eser yüzünden tarihi eser kaçakçılığından İzmir’de hapis yatmış. Güya, afla değil kaçarak hapishaneden kurtulmuş bir kadın. Asıl adı da Gene Harriet Hirshhorn. Sanat kolleksiyoncusu Joseph H. Hirshhorn’un (1899-1981) kızı olarak biliniyor.

Ama, Türkiye aleyhine kitap yazma işini de bırakmamış..

Hatta Ermenicilik damarı da kabarmış.. Yine Türkiye’yi karaladığı “Never pass this way again” adlı kitabı da ABD’de Ermeni Araştırmaları Merkezi Kolleksiyonu’ndaki yerini almış..

Türkiye’de yakalandığında henüz ABD vatandaşı değilmiş, şimdilerde olmuş ‘Günışığı Expresi” adlı kitabı ile Türkiye’yi karalayan bir kitabı da var.

Gördüğünüz gibi, Türkiye’yi karalayanların yıldızı parlıyor, parlatılıyor.

Biraz geç oldu ama, geçenlerde ‘Gefangen in Silivri kitabını okumaya hazır olun’ diye yazdığım zamanki duygularım bunlardı.

(Bu yazı 4 Mart 2018 tarihinde yayınlandı)