Mehmet Fuat ERGÜN & BİR PROBLEM NASIL ÇÖZÜLÜR?
Mümkün olduğu kadar yazılarımda insanı, insanın kendi isteği olmadan geldiği dünyasında yaşamı, yaşarken kalp huzuru dediğimiz hayattan tat alma prensiplerini anlatmaya çalıştım.
Yüce Kuran’ımızın söylediği gibi sen, ben ve her canlının tadacağı ölümü de.
Yazılarım sıra dahilinde takip edildiğinde tamamında insan özlü bir bütünü görebilirsiniz.
Bugün sizlere insanın yaşamında bir parça olan problem çözmede; takip edeceği bilimsel metotları hepimizin anlayacağı dilde anlatmaya çalışacağım.
Tabii, dilim döner gücüm yeterse.
Zaman geçmesin ki problemsiz, problemi çözmeden, karar vermeden bir günümüz geçsin.
Karar vereceğimiz zaman, önümüzde hazır duran problemi ya çözüyoruz ya da düğümlüyoruz.
Problem çözme anında beynimizde ister istemez bir karar verme mekanizması oluşuyor.
Sizlere bu mekanizmanın doğru çalışması için, bilimsel çalışmaların birkaçından kısaca bahsetmeye çalışacağım.
1- BEYİN FIRTINASI
2- BALIK KILÇIK METODU
3- PARETO ANALİZİ (Azlık çoğunluğun, çokluk azınlığa tercihi)
4- ETKİ TEPKİ PRENSİBİ (Karar vermemde etki ne olacak ve hangi tepkiyle karşılaşacağız).
5- TECRÜBE VE BİRİKİMLERİMİZ (Bire bir yaşadıklarımız)
6- OKUDUKLARIMIZDAN ÇIKARDIĞIMIZ DERSLER
Bunlardan son üç maddeyi hepimiz biliyoruz. Bilimsel olarak tespit edilen ilk üç maddeyi sizlere anlatmaya çalışacağım.
1- BEYİN FIRTINASI:
Probleme neden olan tüm etkenler yalnız veya bir arkadaş grubu içerisinde aklımıza estiği şekilde, konuyla ilgili olsun olmasın bir tahtaya yazılır.
Yine grup kararı olarak yazılan görüşler elemine edilerek ana çözüme ulaşılır. Kusura bakmayın çok öz ve kısa yazdım. Sırf beyin fırtınası hakkında bir kitap yazılır.
2- BALIK KILÇIĞI METODU: Probleme neden olan maddeler, balık kılçık iskeletinin her biri yan kılçığına yazılarak, tek tek irdelenir ve problem nedenleri elemine edilerek ana çözüme ulaşılır.
3- PARETO ANALİZİ:
En önemli problem çözme tekniklerinden biridir. Biz hayatımız boyunca hep hata yaparız. Detaylarla uğraşmaktan ana konuyu kaçırırız. Bu şu demektir.
Probleme neden olan olasılıkları değerlendiririz. Bir maliyet analizi çıkarırız. Yüz problemin ilk onunu çözdüğümde bana yüzde yetmiş bir artı getirecekse. Ben geri kalan yüzde doksanı yani bana maliyeti yüzde otuz olanla uğraşmam. Bana maliyeti yüzde yetmiş olan yüzde on problemle uğraşırım.
Kısaca azlık çoğunluğu, çoklu azınlığa tercih ederim.
Bu metot, daha öz olarak pazara gittiğimizde, bir kg muz aldığımızda pazarlık etmezken bir demet maydanoza, üçü bir lira olmaz mı dememize benzer.