HAMDİ YILMAZ & AB’de büyük şirket yöneticilerinin yeni korkusu

Avrupa Birliği’nde (AB) iş gücünün kötüye kullanımı ve çevreye verilen zararı azaltma amaçlı küresel tedarik zincirlerini temizleme çabaları şirket yöneticilerini korkutuyor.

HOLLANDA’DAKİ DURUM

Hollanda’da önümüzdeki yıl yürürlüğe girecek 2019 tarihli yasası uyarınca, çocuk işçiliğiyle ilgili kurumsal gözetim kurallarını ihlal eden şirketler yalnızca para cezası ödemek zorunda kalmayacak, üst düzey yöneticileri de iki yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak.

Politico Avrupa’nın dört muhabiri tarafından hazırlanan haberin başlığı şöyle:

“Kurumsal yöneticiler, AB tedarik zinciri planları konusunda ‘çıldırıyor’ / Amaç, AB’den uzaktaki tehlikeli veya yasadışı uygulamaları engellemek.”

Şirket liderleri hem cezalardan hem de tedarik zincirlerinin sıfırlanıp çalışmayacağından korkuyorlar.

AB’DE YASA HAZIRLIĞI

Avrupa Komisyonu’na Haziran ayında yeni ve sürdürülebilir kurumsal yönetişim yasaları için bir teklif sunulduğunda davayı takip etmesi yönünde baskı var.

Yasa tasarılarının amacı ise şöyle özetleniyor:

-Tekstil fabrikalarında çocuk işçiliğin engellenmesi,

-Cep telefonlarında kullanılan kobaltın çıkarılması için tehlikeli koşullarda çalışan madencileri korumak,

-Palmiye yağı plantasyonlarıyla değiştirilmek üzere yasa dışı kesilen tropik ormanları korumak.

Bunlar başta olmak üzere benzeri konuları içeren yasa tasarıları ile AB’den uzak tehlikeli veya yasadışı uygulamaları önlemek amaçlanıyor.

Kuralların yenilenmesi, şirketleri nihai ürünlerini yapmak için önemli parçaları ve malzemeleri nereden aldıklarını bilmeye zorlayacak.

Bu tür kuralları ihlal eden işletmeler para cezasına çarptırılabilirken, iş liderleri maaş kesintileriyle ve hatta bazılarının beklediği gibi hapis cezalarıyla karşı karşıya kalabilecek.

Bu durum endişe duyan kurumsal liderleri endişelendiriyor.

Otomotiv devi Daimler’in hukuki işler yönetim kurulu üyesi Renata Jungo Brüngger, POLITICO’ya “Her tedarikçiyi her gün her şekilde kontrol edemezsiniz” dedi.

Yetkili, sorumluluğu şirket yöneticilerine yükleyen veya mağdurların Avrupa mahkemelerinde dava açmalarına izin veren herhangi bir teklifin “birçok davayla sonuçlanacak ve muhtemelen kötüye kullanılacaktır.” şeklinde düşünüyor.

Jungo Brüngger, Daimler’in durum tespiti gerektiren uluslararası kuralları desteklediğini, ancak dünyanın en büyük otomobil üreticilerinden biri olarak, dünya çapındaki 60.000 doğrudan tedarikçiye ve bunları tedarik eden sürekli gelişen firmaların katlanarak daha büyük bir ağına dayandığını söyledi. Bunun gözetim sürecini pratik olarak imkânsız hale getirdiğini savunuyor.

Şirketler ayrıca yeni kuralların riskli ülkelerdeki yatırımcıları korkutabileceğini düşünüyor. Jungo Brüngger, “Bir hukuk davasında veya hatta ceza davasında sorumlu tutulursanız, eminim şirketler kritik ortamlardan çekilecektir” dedi.

Endüstri lobi grupları da, katı kuralların Avrupa mahkemelerinde iddiaların izini sürmesine neden olabileceğini savunuyor.

BusinessEurope hukuk işleri müdürü Pedro Oliveira’ya göre de, gelecekteki yasa “suistimallere ve anlamsız davalara yol açıyor”.

“Dava açmayı çok kolaylaştırırsanız, çok açık, çok açık olmayan ve çok açık sorumluluk maddelerine dayanan normlar sağlarsanız, AB’de daha fazla dava açacağınız açıktır.”

Bu endişeler, Avrupa Parlamentosu’ndaki kampanyacılar ve sol eğilimli siyasi gruplarca eleştiriliyor.

Kısacası AB yeni ve önemli bir krize doğru hızla yol alıyor.

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir