Mehmet Fuat ERGÜN & ÖLÜMÜNDE HAYIRLISI NASIL DENİR?

20 yaşlarda hiç ölüm aklıma gelmezdi. 30 yaşlarda tek, tük; 40; 50; 60 yaşlarına geldiğimde acı ölüm haberlerini artarak almaya başladım.

Hele şu anlar 70 yaşlarımda, üstelik sağ olsun sosyal medya aracılığıyla günde onlarca ölüm haberleri günlük arşivime girmeye başladı.

Neden bu kadar arttı diye kendime sorduğumda?

İleri yaşlara gelindiğinde eş, dost, akraba ve tanıdıklarımın katlanarak çoğalması ve bir de üstelik ayaklı gazete sosyal medyanın çığırtkanlığı ölümü içimizden bir parça haline getirdi.

İnancımıza göre, “HER CAN ÖLÜMÜ TADACAKTIR”

” HİÇ ÖLMEYECEKMİŞ GİBİ DÜNYANI, YARIN ÖLECEKMİŞ GİBİ ÖLDÜKDEN SONRAKİ YAŞAMINI DÜŞÜN “

Ne kadar güzel söylenmiş.

İnsanı kendine getiren sözler bunlar.

Türkiye ve Romanya’da bilginin zekâtı olarak paylaşmaya çalıştığım GAZETE MALATYA; GAZETE BALKAN, köşe yazılarımda ölümle ilgili birkaç makale yazdım.

Bunlardan en önemlisi, “ÖLÜMDEN NEDEN KORKULMAZ” yazımı gazete arşivinden okuyabilirsiniz.

Hele, koronayı görüp yaşadıktan sonra; ölümün ne kadar basit olduğunu düşünmeye başladım.

Bir anne, babadan bu dünyaya gelme ihtimalinin milyar kere milyar; milyar kere milyarken.

Ölmek de bir o kadar ihtimalle saniyeler kadar yakın bize.

Vücudumuzda dolaşan

100 000 km uzunluğundaki damarlarımızın birinin tıkanmasına bakıyor ölüm.

Dünyada milyonlarca insanı ölümle buluşturan korona virüsünün, toplamı ağırlığı iki çay kaşığı yapmazken; ölüme verdiği sebebe ne demeli?

Adam, virüs doktoru, profesörü, bu işin ilmini yapmış, ölüm nedeni korona.

Ölümden korkmayanımız mı var?

Bilinmeyenden korkulur. Ölümden sonra bazılarımız göre yani tek dünyalılar için yokluk. Toprağa karışarak gübre olmak. İki dünyalılar için ise yeni bir yaşam.

Ölüm kelimesini kullanmaktan kaçanlarımıza ne demeli?

Esasında ölüm, bizleri hiçten, bir damla sudan Yaratanın, bizlere verdiği en güzel hediye, nimet.

Neden ölüm nimet hiç düşündünüz mü?

Yapılan bir araştırmada ölüm olmasaydı, bugüne kadar dünya toplam nüfusu 320 milyar olacaktı. Daha şu an 8 milyar birbirimizi yerken 320 milyar olduğumuzda neler yapardık düşünmek bile istemiyor insan.

Tabi insan gibi ölmeyecek, bitki, hayvan tüm canlı varlıkları kattığımızda, akıbetimiz ne olurdu? Aklına bile getirmek istemiyor insan?

Genç, yaşlı yatağa düştün. Tüm ihtiyaçların yatağa bağlı. Yeter Yarabbi bu nasıl yaşamak diye kendi kendini yer bitirmez misin?

Canlı örneğini ben yaşadım.

Yaşlılıklarında ihtiyaçlarını bire bir karşılamak için Romanya dönüşümde 3,5 sene 90 yaşında; 5 sene de 88 yaşında rahmetli olan anne babamın 24 saat yanlarında bulundum.

Babam 90 gün yataktan kalkmadı. Üç kardeş uf! demeden hizmet etmeye çalıştık. Uf kelimesi ile haşa bizlerin hayırlı evlat olduğunu kast etmek istemedim.

Yani babamın tüm ihtiyaçları karşılanırken son zamanlarında her cenaze salası okunuşunda  “YARABBİ YETER BEN DURURKEN ALMA ŞU GENÇLERİN CANINI” yakarışlarını.

Annemin iki, üç haftalık kalça kırığı operasyonlarından sonra ağrılara dayanamayarak resmen Yaratanla ” YARABBİ, BEN SANA NE KÖTÜLÜK YAPTIM. KİMSEYE SESİMİ YÜKSELTMEDİM. EVİMİN KAPISINI HERKESE AÇTIM. YEDİRDİM İÇİRDİM. BEN KÖTÜ KADIN OLMADIM. DAHA NE DURUYORSUN AL CANIMI” serzenişlerinden sonra hastaneden tam taburcu olup çıkarken ruhunu teslim etmesi.

İşte ölümünde hayırlısı derler ya.

Bu olmalı.

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir