Hamdi YILMAZ & HAYATIN UZUNLUĞU VE DEĞİŞİM

Fikri, zikri, dini-imanı, ideolojisi ne olursa olsun, hangi yolla gelirse gelsin hiç fark etmez, iktidara gelen değişir.

Bunun aksi çok zordur. Çünkü, iktidara gelişin bizatihi kendisi bir değişimdir.

Dünyanın neresinde olursa olsun, iktidardakiler, dün söylediklerini bugün yapmama derdindedirler. Ya da yapamazlar. Geçmişte kamuoyuna verdikleri sözlerin “tevili’ için en akıllı danışmanlar iş başındadırlar.

Romanya’da yaşadığımıza göre, Romen yazılı ve görsel basını tarafından Çavuşeskuların gidişi ile ilgili sorgulamaların yoğunlaştırılacağı bir döneme hazır olmalıyız. Bu diktatör ve eşinin vurularak öldürüldüğü Aralık sonlarına kadar devam edecek demektir.

Bu minvalde ilk etkilenme bizim sürücüde görüldü. Çavuşesku’nun soyadının aslında ‘Çavuşoğlu’ olduğunu bana büyük bir heyecanla müjdeledi. “Doğduğu köy de Tatarların ve Çingenelerin yoğun olarak yaşadıkları bir köydü” dedi.

Diktatörler uzaktaki coğrafyalara ve uzaktaki çağlara etki eden veya doğru bir ifade ile iz sürme başarısı gösterebilmiş insanlardır.

Bir diktatörün ruhunun sindiği coğrafyada yaşamanın bazen dayanılmaz ağırlığı oluyor. Bizim Romen sürücünün verdiği bilgi bana dört yıl önce bir Romen gazetesinde yayımlanan diziyi hatırlattı.

Romen gazetesinde yayımlanan tarihi bir yazıda Osman diye bir Türk’ün ünlü Romen diktatörünü tokatladığı yazılıydı.

Merak sardı, kimdi bu Osman? Bir diktatörü nasıl tokatlamıştı?

Üstelik olayın hapishanede gerçekleştirildiği yazılıydı, diktatörün hapiste işi neydi?

Bu gibi soruların cevabını almak için dizinin yazarı ile Bükreş’teki Türk otellerinin birinin lobisinde buluştuk. Dizi yazarı doktoralı bir Hanım’dı. İsmini şimdi hatırlamıyorum ama o sıralar aynı gazetede komünist dönemin tek gazetesi olan “Kızılyıldız”ı her gün tıpkı basım ek olarak yayına hazırlıyordu.

Sürekli takip etmesem de o sıralar 20 kusur yıl önceki Kızılyıldız gazetesinin tıpkı basımını her gördüğümde Çavuşeskularla açılıp, Çavuşeskularla kapanan Romen TV’sinin programı ile Diktatör Karısı Elena’nın günlüğü dikkatimi çekerdi.

Neyse, dizi yazarı bu Hanım’a Osman’ın kim olduğunu sordum?

Kadın bende dizinin yazarı ile kel alaka birisiymiş gibi bir imaj bıraktıysa da bu konuda ayrıntıya sahip olmadığını, sadece kaynak kişisinin olayı aktardığını, kendisinin de detaya girmediğini söylemekle yetindi.

Aradığımı bulamamıştım.

Sonra Anayurt’ta (Gazete Balkan hy) yayımlanan dizide Komünist diktatör Çavuşesku’nun hapishane öyküsünü okurken, “Bizim Osman’ı hatırladım. Muhtemelen Romanya’nın yerli Türklerinden biri olmalıydı.

Biliyor musunuz, insanoğlu pek merhametli olduğu kadar pek de nankör bir yaratık. Çavuşesku, hapishanede iken yakalandığı ‘Frengi’ yada ‘bel soğukluğu’  hastalığından kurtulmak için kendisine tedavi fırsatı veren generale diktatör olunca bir tek iyilik yapabilmiş.

O da Tuna kanalında çalışan mahkûm olma ayrıcalığı!

Öte yandan nedense hayatın uzunluğuna da takıldım, yoksa mahkumiyetten diktatörlüğe bir hayat nasıl sığdırılır?

(Bu yazı 2 Aralık 2011 tarihinde yayımlandı) 

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir