HAMDİ YILMAZ & TEK KURŞUN ATMADAN TESLİM OLMAK!

Gördünüz, milyarlarca dolar harcanarak kurulan ve kimine göre 300 bin kimine göre 600 bin kişilik Afganistan Ordusu, 70 bin kişilik Taliban’a tek kurşun atmadan tabanları yağlayarak yok olmuşdu.

***

Saddam’ın Irak Ordusu Amerikan öncülüğündeki işgal kuvvetlerine tek kurşun atmadan teslim olunca tüm dünya gibi bizim kamuoyu da şaşırmıştı. Oysa daha birkaç ay önce Türk başbakanını belinde tabanca ile kabul edecek kadar küstahlaşan Saddam gücünü o meşhur ‘Güçlü Irak Ordusu’dan alıyordu! İran ile yıllarca çarpışan Irak Ordusu’ndan bırakın tek tabanca sesini ‘tıss’ sesi dahi çıkmamıştı.

Aslında şaşmamak lâzım.

Biz de İzmir’in işgaline aynı şekilde sessiz kalmıştık. İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali Türk Ordusu tarafından tek kurşun atılmadan seyredilmişti. Hem de 15 Mayıs 1919 tarihinde başlayan ve birkaç saat içinde bitirilen işgal kararı üç ay önce yani 1919 yılı Şubat ayı ortalarında alınmasına rağmen.

Bizim Ordu neden sessiz kaldı? Niçin bir kurşun dahi sıkmadı? Çünkü Hükümet İşgal kuvvetlerine karşılık verilmemesini emretmişti. Üstelik küstah bir Yunan subayı İzmir’e beleşe girdikleri yetmiyormuş gibi Albay Fethi Bey de “Zito Venizelos” diye bağırma emrini yerine getirmediği için öldürmüştü. Türk asker ve subayları dipçiklenerek, süngülenerek öldürülmüş, üzerlerinde bulunan kıymetli eşyalar zorla alınmış, işgale karşı İstanbul hükümetinin emiri ile boyun eğmiş Ali Nadir Paşa da yerde sürüklenerek tekmelenmişti. Yunanlılar ummadıkları şekilde beleşe ele geçirdikleri İzmir’de bir de zafer turu atmışlardı. Türk Ordusu tek kurşun sıkmamış ama daha ilk gün öldürülen Türk asker ve sivil sayısı 400 kişi olmuştu.

Bu görüntülere tahammül edemeyen gazeteci Tasan Tahsin, silahını çekip ateşleyerek en öndeki Yunan bayraktarını başından vurmuştu. Bu hareket, Kurtuluş Savaşı’nı başlatan ilk kurşun olarak kabul edilmişti.

O gün İzmir’deki basiretsiz ve İstanbul’daki Harbiye Nazırı Şakir Paşa’ya aldanma eğilimli 17’inci Kolordu komutanı Ali Nadir Paşa değil de Mustafa Kemal veya Ali Fuat yada Kâzım Karabekir paşalardan biri olsaydı, durum ne olurdu?

Ali Nadir gibi hem kendilerini Yunan çizmeleri altında çiğnetirler hem de ellerindeki silahı Yunan’a armağan mı ederlerdi?

Nitekim Mustafa Kemal, hükümet Halep merkezli Yıldırım Ordularını dağıtma kararı aldığında silahları teslim ettirmemiş ve Ali Fuat Paşa emrindeki 20 kolorduya intikalini sağlayarak başkent İstanbul’a dönmüştü. İlaveten belirtelim ki, Ali Fuat Paşa da hükümetin dağıtma kararına rağmen emrindeki 20’inci kolorduyu terhis etmemiş ve kolorduyu önce Konya’ya sonra da Ankara’ya intikal ettirmişti.

Kısacası bir ülkenin ordusu ne kadar güçlü yada güçsüz, az silahlı yada modern silahlı olursa olsun bunun bir noktadan sonra kıymeti harbiyesi yoktur.

Aslolan, vatan savunma iradesi ve bu iradeye sahip asker ve komutanların varlığıdır.

(1 Şubat 2010 tarihinde yayınlanan bu yazı göncellenmiştir)

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir