HAMDİ YILMAZ & ZENGİNLİKLERİ, FELAKETLERİ OLDU

„Afganistan’ı ‘3 trilyon dolarlık’ maden kaynakları kurtaracak” başlıklı ve BBC mahreçli haberi okuyunca, Afganistan’ın felaketi olan talihini düşündüm. 30 yıldır bitmeyen işgalleri hatırladım. Dilerseniz, haberin tamamına bir göz atalım:

***

Afganistan Madencilik Bakanı Vahid Şehrani, “Madenlerini gerektiği gibi değerlendirebilirse, Afganistan 10 yıl içinde kendi kendine yeten bir ülke haline gelebilir” dedi. Uluslararası maden yatırımcılarıyla görüşmeler yapmak için İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan Şehrani, BBC’ye verdiği mülakatta Afganistan’ın 3 trilyon dolarlık maden zenginliği olduğunu söyledi. Afganistan’ın geniş petrol, gaz, bakır altın ve lityum rezervleri var. Şehrani’ye göre, bu zenginlik büyük bir dönüşüm yaratabilir ve Afganistan’ı yardımlarla ayakta duran bir ülke olmaktan kurtarabilir.

Demir: 421 milyar dolar, Bakır: 274 milyar dolar, Niyobyum: 81 milyar dolar,
Kobalt: 51 milyar dolar, Altın: 25 milyar dolar. Devletin, yedi yıl içinde madencilik şirketlerinden yılda bir milyar dolar vergi toplayabileceğini belirten Afgan Bakan, 10 yıl içinde de ekonomik sorunların büyük ölçüde çözüme kavuşabileceğine dikkat çekti. Vahid Şehrani, böyle bir para akışının yolsuzlukla ilgili kaygıları artıracağına ilişkin eleştiriler üzerine, “Yasalarımızı değiştirdik. İhale yöntemlerimizi geliştirdik. Yabancı dostlarımız bize bu konuda büyük destek veriyor. ” dedi.

Bakan şöyle devam etti:

“Gelecekte ne için ihaleye çıkılırsa çıkılsın bununla ilgili tüm bilgiler yayımlanacak. Hisse sahipleri, sivil toplum, medya ve parlamento bu bilgilere erişebilecek. Yüksek şeffaflık standartları getireceğiz.” Gözlemciler, uluslararası maden şirketlerinin Afganistan’la ilgili en önemli kaygılarının güvenlik olduğunu belirtiyor. Bu nedenle ilk ihalelerin ilk aşamada görece güvenli bölgeler için açılacağını, Afgan hükümetinin şirketlere madenleri korumak için özel koruma sağlama sözü verdiği kaydediliyor. Madencilik şirketleri, elektrik, kara ve demiryolu gibi altyapı sorunlarının da önemli bir unsur olduğunu vurguluyor.”

***

Sonra Irak. ABD’ye yakın, bize gerçekten „Irak” olan Irak. Irak ABD işgalinde olduğu için hava sahasını kullanabilmenin yolu Amerika’nın izninden geçiyormuş.

Doğusundan ve Batısından kıstırılmış, yıllardır piskolojik olarak işgale hazırlanmış bir bölgede zenginliği ile iştah kabartan, her an pençeye düşmesi an meselesi olan İran. Ya sonrası, yani 20 yıl sonrası?

(Bu yazı 29 Haziran 2010 tarihinde yayınlanmıştır)

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir