Hamdi YILMAZ & Adaletin üzerine çeşitleme
Bazı sözlükler Adalet’i şöyle tanımlamışlar:
“Düşünürler eski çağlardan beri adalet kavramıyla ilgilenmişlerdir. Kutsal kitapların hepsinde adalete ve adil olmaya ilişkin bölümler bulunur.
Eski Yunanlı düşünür Platon’a göre adalet en yüce erdemlerden biri, insanın ve devletin temel davranış kuralıdır.
***
Aristoteles’in hareket noktasını ise eşitlik kavramı oluşturur. Ona göre, herkese eşit davranmak adalet için yeterli değildir. Bir hukuk düzeni güçsüzleri koruduğu ölçüde adaletli olabilir.
Örneğin, günümüzde kişinin tükettiği herhangi bir maldan alınan katma değer vergisi adil bir vergi değildir.
Çünkü kişinin gelir düzeyini dikkate almaz.
Buna karşılık, kişinin geliri üzerinden alınan ve gelir düzeyi yükseldikçe vergi oranının da arttığı gelir vergisi daha adil bir uygulamadır.”
***
12 Eylül 1980 Darbesinin ardından insanlara dertlerini, içinde bulundukları sıkıntıları bile yazamadıklarından, dolaylı anlatımları tercih ederlerdi.
Bizim rahmetli Galip Erdem de içinde bulunduğumuz çıkmazı, “Beşiktaş nasıl kurtulur?” başlıklı güzel bir yazı ile anlatmıştı.
***
Bir başka Galip, Divan edebiyatımızın ünlü ismi Şeyh Galip de bundan 314 yıl evvel aynı metodu kullanır, insanların sıkıntılarını hayvanların ağzından dile getirirdi.
“Harname” adlı eşek destanı ise günümüze kadar ulaşmış, en başarıl yazılı metinlerden biridir.
Şeyh Galib’in okuyan ve dinleyeni güldürürken aynı zamanda düşündüren `Harnâme` isimli uzun şiirinden bir beyit:
“Bir eşek var idi zaif ü nizar
Yük elinden katı şikeste vü zar
Gâh odunda vü gâh suda idi
Dün ü gün kahr ile kısuda idi
Arkasından alınsa palanı
Sanki it artığıydı kalanı”
***
Bizim Şair Köksal Akçalı da 12 Eylül’ün ardından “Adaleti gelin ettik dul çıktı / Hürriyet başlığa boynunu büktü” minvalinden şiiri ile Netekim Paşa adaletini anlatmıştı.
***
Kısacası ‘Adalet’ her devrin sorunu ve özlemi olmaya devam ediyor, sonsuza kadar da devam edecek. Çünkü, karşımızda insanoğlunun iyi niyetlilerince değiştirilmeye çalışılsa da başarılamayan ‘Hak’ yani ‘adalet haklı olanın değil güçlü olanın’ gibi evrensel ve tarihi bir gerçek var.
(Bu yazı 26 Temmuz 2013 tarihinde yayınlanmıştır)