SERPİL YILMAZ & Yargılamayı Bırakmak
Aynada kendinize bakın ve daha ilk anlarda beliren kendiniz aleyhindeki tüm yargıları fark edin. İçinizde bir ses burnunuzun iri olduğunu mu söylüyor?
Ufacık olduğunu mu? Bedeniniz hoşunuza gidiyor mu? Ya da teniniz?
Bu yargılara bir süre kulak verin. Duygularınız hangilerinin sizi en fazla etkilediğini söyleyecek. Negatif duygu ne kadar güçlüyse bu yargıya o kadar bağlısınızdır.
En güçlü duygusal tepkiyi yaratan yargıyı bir kağıda yazın. Yazmanız çok önemli (nedenini birazdan göreceksiniz). Bu yargıyı kendi aleyhinize kullandığınız pek çok seferi hatırlayın. Belki de zihninizde yıllardır tekrarlayıp durmakta.
Artık bu yargının kaynağını ve Gezegenin Düşündeki hareketlerinizi nasıl etkilemiş olduğunu araştırabilirsiniz.
Yargının altına aşağıdaki sorulara cevaplarınızı yazın:
Bu başka birinden öğrendiğiniz bir yargı mı? Ne zaman ve kimden öğrendiğinizi hatırlıyor musunuz?
Kendinize ilişkin bu yargıyı başka birine tekrarladınız mı?
Yargı hareketlerinizi nasıl biçimlendirdi? Onun yüzünden kendinize fırsat tanımadığınız ya da risk almadığınız oldu mu?
Cevaplarınızı okuyun, ardından kendinize şu çok önemli soruyu sorun:
Hayatınızın dizginlerini hâlâ bu yargıya bırakmayı istiyor musunuz?
Tüm cevaplarınızı okuduktan sonra bu sonuncuya karşılığınız evet ise bu bağlanma kimliğinizin parçası haline gelmiş demektir. Sizi biçimlendiriyor ve bırakmaya hazır değilsiniz. İstediğiniz gerçekten buysa sorun yok. Belki daha ileride konuya geri döner, bu inanca ihtiyacınız kalmadığını görürsünüz.
Son soruya hayır karşılığını verdiyseniz yazılı yargının bir parçanız olmadığını görürsünüz; üzerinde birtakım sözcüklerle bir kağıt parçasından daha fazlası değil. Bu yargının şu anda karşınızda olmasının tek nedeninin onca zamandır üstü kapalı olarak onunla hemfikir olmanız olduğunu görün. Artık onu bir yana bırakmanın vakti. İlk adım da bunca zamandır onu kendinize karşı kullandığınız için kendinizi bağışlamanız.
Bu yargıyı bir yana bırakmaya hazır olduğunuzda kendinize yüksek sesle şöyle söyleyin:
“Ben…, negatif iç konuşmamı kendime koşullu sevgiyle boyun eğdirmek için kullandım. Böyle yaptığım için kendimi affediyorum ve artık bu yanlış inancı bırakıyorum.”
Kağıdı buruşturup çöpe atın. Artık inanmadığınız bu yanlış inancı bırakmanın kutsal bir yoludur bu. Unutmayın, inançlar “dışınızda bir yerde” değil; yalnızca zihninizde ve siz onlara inanmaya devam ettiğiniz sürece varlar.
Bu konuda kendinizi yargıladığınız her seferinde bağışlama ifadesini tekrarlayın. Bu, kendinize koşulsuz sevgi sunmaktır. Kendinize yönelik bu yargının bedelini yeterince öde diniz; daha da ödemeniz gerekmiyor.
Hakiki adalet bir şeyin bedelini bir kez ödemektir; adaletsizlik ise döne döne ödemek. Kendinizi bağışlayarak ayağa kalkıp yeniden başlayabilirsiniz. Anahtar her zaman kendini bağışlamaktır, kendinize koşulsuz sevgi beslemek size bu olanağı sunar. Hazır olduğunuzda, daha önce sıraladığınız yargıların her biri için bu alıştırmayı tekrarlayın.
Kaynakça; İç Özgürlük/Don Mıguel Ruız