Mehmet Fuat ERGÜN & Biraz Düşündürmek İstedim

Unutma: Aklını kullanamayanlar çirkefe bulaşırlar.

Yazımın konusunu önceden belirlemiyorum. Masama oturduğumda eski tabirle kalemim, şimdi ise klavyelerim alıp götürüyor beni.

Genelde yazılarımı, uzun yazılar okunmadığından mümkün olduğu kadar kısa tutmaya çalışıyorum.

Prensip olarak yazılarım takip edildiğinde birbirini tamamladıklarını görebilirsiniz.

İlim o kadar derin; bir bilimsel konuda ciltlerce kitap yazılır.

İTÜ 1968 yılları malzeme dersimizde profesörümüz Selanik Anık, o dönem dokuz cilt kaynak kitabı yazmıştır.

Hiç unutmam. Tahtaya koskoca KAYNAK kelimesini yazdı. Ve devam etti ” Ben kaynak kelimesinin bir harfinin bir noktasını bilmem”

İşte ilmin sonsuzluğu.

Nasıl insan bir okyanus gibiyse; boşalt, boşalt bitmezse ilim de öyle.

Şimdi gelelim ana konumuza..

Yazıma başlarken bir arkadaşımdan paylaşım aldım.

”ELİNİ GÖRMEYEN KİŞİ YAZIYI KALEM YAZDI SANIR.

ALLAH’IN KUDRETİNİ GÖRMEYEN KİŞİ İSE MEYVEYİ AĞAÇ YAPTI SANIR.”

Birileri sanki içimi okudu. Tam da yazımın konusunu önümde buldum.

Yaşantımızı, özgür irademiz davranışlarımızı yönetmez. Tüm kavram ve seçimlerimizin önceden belirlendiği, bilincimizin her şey olup bittikten yarım saniye sonra devreye girdiği 1973 yılında Profesör Benjamin Libert’in yaptığı deneyler sonucu tespit edilmiştir.

Libert, parmakları hareket ettirme kararını beyinde oluşan sinyallerle inceledi.

1- Parmağı hareket ettirme karar anı.

2- Beyinden emir yollanma anı.

3- Parmağın hareket anı.

Bu üç anı not etti.

Dikkat!…Gözlenen sonuç:

Karar anından önce parmağı hareket ettirmek için beyinde ilgili hücreler harekete geçiyor. Kısaca

BİR PARMAK HAREKET ETTİRME EMRİ BİZDEN ÖNCE VERİLİYOR.

Libert’den sonra Prof. John-Dylan Haynes, gelişmiş manyetik rezonans ve bilgisayar teknikleri kullanarak, deneklerinden önlerinde bulunan iki düğmeden birini seçmelerini istedi.

Yapılan deneyde düğmeye basma kararını, yedi ila on saniye önce deneklerin beyin hücre aktivitelerini bilgisayar ekranında gördü.

Yani bir parmak hareket ettirme kararımızın saniyeler önce beynimize komut olarak geldiğini tespit etti.

Bu deneylerden görüldüğü gibi, insanların kendilerinden kaynaklanan iradeleri bir komutla yönlendiriliyor.

Hemen aklıma, Enam 59 ayeti geldi.

“YAPRAK DAHİ ALLLAH’IN İZNİ OLMADAN DÜŞMEZ.”

Şimdi diyeceksiniz tüm kararlar ilahi bir güç tarafından yönlendiriliyorsa, benim suçum ne?

Neden benden hesap soruluyor?

Yaptıran o, hesaba çekecek olan da o denilecek.

Bizde bir söz vardır. “Amel niyetlerden önce gelir.”

Niyet, iradenin karşılığı yapacaklarını belirliyor. Kısaca niyet, alacağın kararlardan önce, yaratılışında, fıtratında DNA’ya, vicdan, irade, akıl ve bilinçle bir programı çerçevesinde yükleniyor.

Uygulayacağın bir karara niyet ettiğinde, hiç yalan söylemeyen vicdanını, iradeni, aklını kullanacaksın. Yaratan kitabında, birçok kez boşuna söylemiyor, ” AKLINI KULLANMAYANLARIN BAŞINA ÇİRKEF BOCA EDERİM.”

Tabii. Bu ara daha önceki yazılarımda açıkladığım gibi zaman, 13.7 milyar sene önce Büyük Patlamayla (Big Bang) kainatın yaratılışında biz insanlar için dördüncü boyut olarak devreye girmiştir.

Yaratıcı katında zaman yoktur.

Yaratan, “Sizin zamanımıza göre benim katım bin sene. Melekler ve ruhlar sizin zamanımıza göre elli bin senede bana ulaşır.” Demekle Einstein’ın zaman izafiyet teorisini hatırlatmıyor mu?

Gelmiş, geçmiş ve gelecek zaman, biz insanlar için var.

İşte bu nedenledir, bir karar anından önce niyet devreye giriyor, beyne karar verme yetkisi saniyeler önce veriliyor ve uygulama başlıyor.

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir