Mehmet Fuat ERGÜN & Bu Dünyada Her İnsana En Adil Uygulanan Sistemin Adıdır Ölüm
Bilemediğimiz, çözemediğimiz her şeyden korkarız. Biz insanlar bu yaşamın tadıyla birlikte, acı meşgalesiyle uğraşırken; gençliğimizde aklımıza gelmeyen ölümü, yaşlandıkça daha çok hatırlarız. Ölümün ne olduğunu bilmediğimizden korkmaya başlarız.
Ölümden ciddi sıkıntı duyarız. Bedenle ruhu aynı düşündüğümüzden kaynaklanır bu endişe.
Ruhumuzdan hiçbir şey değişmez. Ruhumuz boyut değiştirerek geldiği yere döner. Bedenimiz ise atomlarına ayrılır dağılır, toprakla bütünleşir.
Ruh geldiği manevi aleme, cesedimiz ise geldiği maddi aleme yani toprağa gider.
İNANAN İKİ DÜNYALI İNSAN NEDEN ÖLÜMDEN KORKMAZ?
•Ölümü yokluk olarak algılamazlar.
•Ölümden sonra daha çok tanıdığımıza, dostumuza kavuşacaklarından.
•Bizleri kendi ruhundan yaratan Yaratanına kavuşacağından.
•Ahiret hayatının güzelliklerini tadacağından.
•Öldükten sonra bu dünyada kalan sevdiklerimizle bir müddet sonra buluşacağından.
•Can alıcı melek Azrail’le karşılaştığında, sevdiklerimizle bizleri kavuşturacak, Allah’ın en emin elçisine kendini teslim edeceğinden.
•Azrail’le karşılaştığında imanının ispatını görerek O’na sevinç içerisinde sarılacağından.
ÖLÜM ANINDA GÖZLENENLER
•Ölüm esnasında göz bebeklerin genişlemesi:
Bu genişleme basit bir felç olayı değildir. Tıbbi adıyla Norovejetalif sinir dengesi. Sıradan bir felç olsaydık göz bebeklerimiz daralırdı.
Dikkatiniz çekerim, bu genişleme göremediklerimizin özlemiyle tutuşmamızdandır.
Ben bir fiil yaşadım. Kayınpederimin cenazesini Gölcük Askeri Hastanesi’nde hoca efendiyle beraber yıkarken, rahmetlinin bir gözü kapanmadı. Bir iki sefer kapatmaya çalıştım ama kapatamadım. Kayınbiraderim son anda yetişti gasilhaneye. Babasını görür görmez o bir göz kendiliğinden kapandı.
•Ölüm iyileşmesi:
Bütün tıp çevrelerince kabul edilen ve inkârı mümkün olmayan bir hadise. Ölüm anına yaklaşan kişiler de özellikle zihinsel fonsiyonların güçlenmesi.
Eğer insan, beyin faaliyetlerden ibaret maddesel bir varlık olsaydı, ölüm anında sönen bir ateş gibi cılızlaşıp yok olacaktı. Ölüm iyiliği boyut değiştirerek başka bir alem yolculuğuna başlayacak olan ruhun, dünyaya son selamı, vedalaşmasıdır. Hapsolduğu beden kafesinden Yaratan’ına kavuşmanın verdiği hazzın mutluluğudur. Biraz önce yediğini hatırlamayan hastanın, ölüm anında çetin konulara yorum getirmesi, vasiyetini hazırlaması, elini oynatamayacak olanların kalkıp ibadetlerini yaptıkları, nutuk atıkları gibi. Bu konuda, Ankara Kanser Hastanesi Başhekimi Rahmetli Haluk Nurbaki’nin şahit olduğu yaşanmış bir olayı
“Azrail’in Güzelliği” yazı ve videosu internetten görmenizi tavsiye ederim. Ölüm iyiliğinden kriminolojide yararlanıldığı malumumuzdur.
HER CAN, MUTLAKA ÖLÜMÜ TADACAKTIR.
BENİM YAŞIM GENÇ, BENİMİ BULACAK DİYE AVUNURKEN; YAŞLANDIKÇA ÖLÜM KORKUSU BEDENİMİZİ SARARKEN,
UNUTMA!..
ZENGİNİ, FAKİRİ, PATRONU İSÇİSİ,
EN ÜST MEVKİDEN EN AŞAĞI MEVKİYE KADAR YARATTIĞI BİZ İNSANLARIN YOK EDİLMESİNİN ADİL BİR SİSTEMİNİN ADIDIR ÖLÜM.
ÖLÜM OLMASA, YÜZ MİLYARLARI BULAN DÜNYA NÜFUSUNDA HERHALDE AÇLIKTAN NELER YAPARDIK KİM BİLİR?