HAMDİ YILMAZ & Turizm polemikleri
Avusturyalı Kurt Bachmayer, 1964 yılında Romanya’nın tatil beldesi Mamaia’da eşi ile birlikte tatile gelmiş.
Para harcayacak yer bulamadan ülkesine dönen Avusturyalı Bachmayer, Bükreş’teki komünist yetkililere bir şikâyet mektuba yazarak, iyi bir kahve içmek için yarım saat beklediğini, karısının gidecek kuaför bulamadığını, sahilde kumsaldan başka bir şey bulunmadığını, çalışanların misafirperver olmadığını, Rumenlerin ürünlerini nasıl satacaklarını bilmemelerinden dert yanmış.
Bachmayer’in İçişleri Bakanlığı’na hitaben yazdığı ve “Özellikle güçlü propaganda sayesinde bu yıl dinlenme yeri olarak Mamaia’yı seçmeye karar verdim” diyerek başladığı mektup önce dönemin Komünist Partisi Genel Sekreteri Gheorghiu-Dej’e ulaştı ve mektup o zamanın İçişleri Bakanı Alexandru Drăghici’ye iletildi. Daha sonra Avusturyalı turistin önerileri görüşülmek üzere ONT’ye (Ulusal Turizm Ofisi) gönderildi.
Adevarul gazetesi bu mektubu bularak geçenlerde yayınladı.
Mektup haberinin altına bir Rumen okur yorum yapmış, o da Avusturyalıları eleştiriyor ve özetle diyor ki; “Avusturyalılar beni ilk deneyimimde hayal kırıklığına uğrattı. Avusturyalı ev sahipleri bizi istediğimiz gibi karşılamadı. İnsan, bir sürü gibi otele ve oradan da fabrika salonlarına benzer bir salona götürüldüğünde tamamen kişiliksiz hale gelir. Sadece bir sayı, bir nesne olduğunuz izleniminden asla kurtulamazsınız. Bu, yaklaşık 4 yıl önce Avusturya’da, daha doğrusu Alpler boyunca, Almanya sınırından sadece yaklaşık 50 metre uzaklıkta bulunan Kranzbichlhof otelinde yaşadığım deneyimin aynısı. Yüzleri ifadesiz buz gibi insanlar, kötü mutfak ve hizmet, öğrenci kantinleri gibi kantinlerindeki yemek odası, günümüz Mamaia’sının iki katı konaklama fiyatları ve aynı şekilde birkaç önemsiz küçük şey.”
Bir başkası Avusturyalının komünist bir ülkeye geldiğini bilmesi gerekirdi derken, diğer bir okuyucu işi, ‘60’larda Avusturya sosyalist bir devletti… Varşova Antlaşması ile adeta yutuluyor, kurban ediliyor ve Stalin’e bırakılıyordu’ya kadar götürüyor.
Bir okuyucu da kendi ülkesi Romanya’yı eleştirirken, “Ne kadar uğraşsam da ne kadar çabalasam da Romanya kıyılarında olumlu bir şey bulamıyorum. 3 hafta önce Eforie’de sadece bir gün geçirdim. Bir sürü park yeri vardı, sonra setten bazı basamaklardan çok dikkatli bir şekilde indiniz (çocukla birlikteydim), sonra ona bir şezlong için 60 ley verdiniz (Yunanistan’da 10 leydi (2 Euro) şezlong ile bir içki dahil ya da tam tersi, sonra aynı .oktan müziği duydum dum-dum, rum-dum-dum, yemek tatilde uçurumun dibinde gibiydi, pahalı ve aptalca, iyi, ama aptalca kötü ve sen olmadan gidiyorsun duş alabiliyor, çocuğu Bucale’ye dönene kadar tuzlu bırak… Ah… geniş kumsal deniz kabuklarından yapılmıştı, hiç kum değil ve küçük kıza külotundan doğrudan denize işemeyi öğretiyorsun çünkü burası onun dediği gibi ‘büyük Bulgaristan’ değil. Tek olumlu şey denize gitmemiz olabilir, hepsi bu.” diye dert yanıyor.
@Bay Ludwig rumuzlu okuyucu bilgi veriyor: “Avusturya 1960’larda orada değildi, 1945’ten 1955’e kadar Sovyet kampındaydılar.”
Bir başka okuyucu, “Sibirya’yı tavsiye ederim hem güzel hem de neredeyse ıssız, tam istediğiniz gibi.”
Diğer bir yorumcu, “Romanya’yı Nazi Almanya’sı ile ittifak eden Ion Antonescu rejiminin aksine Avusturyalılar Adolf Hitler’e karşı çıktılar. Doğuştan Avusturyalı olmasına rağmen. Bu nedenle, İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra ABD, SSCB, İngiltere ve Fransa, Avusturya’nın Almanya tarafından ilhakını iptal etti ve Sovyetler 1955’te Avusturya’dan çekildi.”
Polemik uzayıp gidiyor..