KAYBOLAN CENNET, ADAKALE -2

16 İSİMLİ ADA

Ada Kale adı verilene kadar, küçük ada, on altı kez isim almış. Herodot’un bulduğu mitololojik isimler Erythia, Continusa, Yernis ve Cyraunis bu adayı bulanlar tarafından herhalde tanınmıyordu. Çünkü her yeni gelen, ona başka başka ad veriyordu. Değişmeyen birşey varsa, o da Ada’nın kesin coğrafî yapısıdır. Yine Herodot’un bu konudaki tarifine bakılırsa, “Ada’nın uzunluğu, 2000 adım, daracık, zeytin ve yabanikle dolu.”

Sonra, Cornelius Nepos’un tarifi, “Adayı çevrelersek, 2000 adımdır”.  Bunun karşılığı, yaklaşık 1.750 m uzunluk /500 m endir. En azından sular altında kaldığında bu kadardı. 

İlk resmi rapor 22 Şubat 1430’a dayalı. Bu rapor, Macaristan Kralı Sicismund tarafından Tuna’daki kaleleri güçlendirmek amacıyla getirilmiş olan Teuton Şövalyelerinin Kaptanı tarafından hazırlanmış.

Rapor, tarihi yönden çok değerli. Çünkü Banat bölgesinin nüfusunu şu sırayla yazıya dökmüş: Severin Kalesi– 200 insan ve 40 tüfekçi, Saan Adası– 216 insan, Gureni– 61 insan, Orşova– 60 insan, 30 tüfekçi, 260 hizmetçi, Svinita- 40 insan ve 6 tüfekçi, Stanileşti– 30 insan ve 4 tüfekçi, Lybrasd- 24 insan ve 4 tüfekçi, Peci Vechi– 20 insan ve 56 tüfekçi, Rybes– 40 insan, Mehadia– 1112 köylü, 30 nöbetçi, 24 postacı, Sf. Ladislau– 400 insan ve 56 tüfekçi, Almaj– 504 köylü, 32 nöbetçi ve 26 postacı, İladea– 120 kişi.

Saan Adasının daha sonra Ada Kale olduğunu Nicolae İorga’nın Romenlerin Tarihi kitabından öğreniyoruz. Kendisi, “Saan Adası ve / veya Orşova’dan” söz ediyor, fakat bunların karşısına hiçbir yorum getirmiyor. Anlaşılan o ki, 1430’da Ada Kale, Romen tüfekçilerin bile bulunmadığı ve o sıralarda Sicismund Kralı tarafından korunan bir ada idi.

Sonraki asırlarda, bu adanın başkaları tarafından ele geçirildiği ve o sıralarda ada halkının bu adayı terk edişlerinden söz ediliyor.

Eğer 1430’da tarihçiler adaya eski isimleri kullandıysa, Türkçe ve Romence isimleri dışında, bir kere olmak üzere adanın adı Carolina olmuş. Bu adı da Avusturyalılar 1718- 1738’de adayı ele geçirdiklerinde vermişlerdi.

Zaman içerisinde kronolojik olarak sıralarsak, adaya verilen isimler şöyle: Saan, Ruşava (Ruşava ve Orşova arasındaki kaynaşmadan doğumuş), Cerne (Cerna’dan gelme), Demir Kapı, Poarta de Fier, Carolina, Ada, İnsula Orşovei (genelde 1741-1829 arasında), Orşova Noua, Ada-i Kebir (Büyük Ada), Fortareata, Ada-Kaleh (Türkçe, Kale Adası).

“Poarta de Fier”, Romalılar’ın “Portes de Fero” (Demir Kapı)’dan geliyor. C. Nedelescu, “Ülkenin Tunası” adlı kitabında, “Demir Kapu” adının da Türkler tarafından verildiğini yazıyordu. Bunun ardından da bir fıkrin doğduğunu açıklıyordu: “Türkler, 1444’te İancu de Hunedoara tarafından yenilince, tekrar adaya geldiklerinde, Tuna’nın her iki limanına kalın bir halat gererek, düşman gemilerinin geçmesini engelleme(!) kararı almışlardı.”

“Ada Kale” adına, daha sonra bir “H” harfi ekleniyor. 1788’den sonraki haritalarda bu isimle tanınıyor. 1885 Ekim ayında, açık ve özgür bir yer, Ada- Kaleh olarak resmi olarak isimlendirilmiş. “H” harfi ilavesinin herhangi bir imamın fikri olabileceği düşünülüyor. “Eh” ekinin karşılığı olarak düşünülmüş deniliyor. Tuna’nın “Duneh”’inden gelmiştir. Kesin olan şey ise, adalılar bu “H” sesini kabul etmişler ve resmi olarak ta ilan etmişler. İlk dünya savaşından sonra, “H” harfi dökumanlarda, etiketlerde, firmalarda, adada doğanların nüfüs kağıtlarında da yer alıyor.

Böylece, son “H” sesinin, bazı tarihçilere göre silinmemesi gerekir. Romen tarihine bakılırsa, hiçbir yerin bu kadar isim almadığı görülür. Fakat, ne yazık ki, 17’inci ismini Ada-Kaleh’i görmeyenler koyabilir: “Sular Altındaki Ada”…

BEŞ ASIR SAVAŞ’TAN GEÇEN ADA KALEH

-ANTLAŞMA’DA UNUTULAN ADA

Osmanlı-Rus Savaşı 93 Harbi (1877-1878) sonunda Ayastefanos Antlaşması’nın yerini alan Berlin Antlaşması’nda unutulduğu için Osmanlı yönetiminde kalan, Romanya ile Sırbistan arasında Tuna Nehri üzerinde, 1,000 kadar kişinin yaşadığı küçük bir ada olan Adakale, Lozan Antlaşması ile Romanya’ya bırakıldı. 1967’de, Romanya ve Sırbistan Tuna üzerine bir baraj yapmaya karar verince Adakale sular altında kalmıştı.

Hazırlayan: İLMİA SÜLEYMAN

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir