SERPİL YILMAZ & SİHRE İNANIR MISINIZ?
“Sihre inanmayanlar onu asla bulamayacak. “ROALD DAHL (1916-1990)
Sihir kelimesi bazılarımız tarafında ürkütücü bulunsa da mucizevi bir şey değil mi? Aslında her birimiz birer sihirbaz değil miyiz? Kullandığımız kelimelerle birbirimizi etkilemiyor muyuz? Birinin moralini düzelterek, bir başkasının dünyasını başına yıkmıyor muyuz? Ufacık bir yardımla bir başkasının yaşamının seyrini değiştiğine tanık olmadık mı?
Ya düşüncelerimiz; kendimiz için uygun gördüğümüz yaşamı yarata bilmek için amacımıza uygun davranışlar göstermiyor muyuz? İstediğimize şirin istemediğimize akıl almaz bir halde görünmüyor muyuz? Olmadık zorlukların üstesinden, kendimizin bile şaşırdığı başarılarla çıkmıyor muyuz? Ortaya koyduğumuz niyetlerle, ettiğimiz dualarla sihir yapmış olmuyor muyuz?
Rhonda Byrne “The Macıc” isimli kitabında çok güzel anlatmış.
Sahip olduğumuz en küçük bir şeye bile şükran duygusu ile teşekkür etmek, istisnasız bu yaşamda var olan her şeye saygı duymak ve katkısına teşekkür ederek, bolluk ve bereketi, saygı ve sevgiyi çoğalta bileceğimizden bahsediyor kitabında. Aşağıdaki sözler bu kitaptan alıntıdır.
*Çocukken hayata nasıl bir hayret ve hayranlıkla baktığınızı hatırlıyor musunuz? Hayat sizin için sihirli ve heyecan vericiydi. En ufak şeyler bile sizi heyecanlandırabiliyordu. Çimlerdeki çiy taneleri, havada kanat çırpan bir kelebek, yerdeki tuhaf bir yaprak ya da bir taş sizi büyüleyebiliyordu.
Bir dişiniz düştüğünde içiniz heyecanla dolardı, çünkü bu, Diş Perisi’nin o gece sizi ziyaret edeceği anlamına gelirdi. Sihirli Noel gecesine dek günleri sayardınız! Noel Baba’nın bir gecede dünyadaki bütün çocuklara nasıl yeteceği konusunda bir fikriniz olmasa bile, o, bir şekilde bunu yaptı ve sizi asla hayal kırıklığına uğratmadı.
Ren geyikleri uçabiliyordu, bahçe perilerle doluydu, evcil hayvanlar tıpkı insanlar gibiydi, oyuncakların kendi kişilikleri vardı, rüyalar gerçek oluyordu ve siz yıldızlara dokunabiliyordunuz. Kalbiniz neşeyle doluydu, hayal gücünüzün sınırları yoktu ve hayatın sihirli olduğuna inanıyordunuz!
Çocukken pek çoğumuzun sahip olduğu, her şey güzeldir, her gün daha çok heyecan ve macera vaat eder ve hiçbir şey bunların sihrine karşı duyduğumuz sevinci engelleyemez hissi müthiştir. Ama bizler birer yetişkine dönüştükçe, sorumluluklar, sorunlar ve zorluklar bize ağır bir darbe vurmaya başladığında, gözlerimiz açıldı ve çocukken inandığımız sihir solup kayboldu. Birer yetişkin olarak çocuklarla vakit geçirmekten hoşlanmamızın bir sebebi de budur. Böylece bir zamanlar sahip olduğumuz hissi sadece bir an için bile olsa tekrar yaşayabiliriz.
Ben, size bir zamanlar inandığınız sihir gerçekti diyorum. Yanlış olan, yetişkinlerin hayata bakış açısı. Hayatın sihri gerçek. Sizin kadar gerçek. Aslında hayat çocukken düşündüğünüzden bile daha fevkalade, daha nefes kesici, ilham verici ve heyecanlı olabilir. Sihri getirmek için ne yapacağınızı öğrendiğinizde, rüyalarımızdaki hayatı yaşayacaksınız. Sonra, asıl hayatın sihrine inanmaktan nasıl vazgeçtiğinize inanamayacaksınız!
Belki uçan bir ren geyiği görmeyeceksiniz ama hep istediklerinizin, gözlerinizin önünde belirdiğine şahit olacaksınız. Bunca zamandır hayalini kurduklarınızı aniden gerçekleşmeye başladığını göreceksiniz. Rüyalarınızın gerçek olması için her şeyin nasıl bir araya geldiğini asla bilmeyeceksiniz, çünkü sihir kendi ve hayatın görünmez krallığında işlevini yerine getirir ve en heyecan verici kısmı da budur!
Sihri yeniden yaşamaya hazır mısınız? Çocukluğunuzda olduğu gibi, her gününüzün hayret ve hayranlıkla dolmasına hazır mısınız? Sihre hazır olun!
“Uyandığımız her yeni güne, çocuksu bir merak ve neşeyle başlamamız için neler mümkün?”