Mehmet Fuat ERGÜN & İKİ GÜN ÖNCE YAŞ GÜNÜMDE KUTLAMALARINIZ BANA CAN SUYU OLDU
İki gün önce doğum günümdü.
Birkaç arkadaşımın telefonla aramasından başka; yüzlerce dost, arkadaş ve akrabalarımın yanı sıra tanıdık tanımadık, yüzlerini bile görmediğim sosyal medyadan yaş günü kutlamalarını aldım.
Ne kadar mutlu oldum bilemezsiniz.
İnanın her bir kutlama yetmiş yaşını aşmış biri olarak bana birer damlada olsa can suyu değerindeydi.
Nedense bizim kültürümüzde özellikle Anadolu insanında doğum günü kutlama adeti yoktur. Değil kutlamak, yazarak hatta sözle iletmek bile.
Hiç hatırlamıyorum annem ve babamın, ben ve kardeşlerimin doğum günlerini kutladıklarını.
Bir söz. Bir öpücük bile görmedim. Üstelik babam İstanbul’da öğrenimini tamamlamış medeniyet görmüş biri olarak..
Ne kadar güzel bir düşünce değil mi? Senede bir de olsa sevdikleri tarafından hatırlanarak küçük de olsa beraber bir pasta yemek, hediyeleşmek.
Yüce peygamber ne kadar güzel söylemiş. ”HEDİYELEŞİN;
“GÜLÜMSEME SADAKADIR.” dediği gibi.
İşte bazılarımızın önemsemeyerek kutlamadığı; arkadaşına, sevdiklerine hediye bile vermediği gavur icadı denilen bu maddi dünyamızda.
Doğum günleri bizleri biz yapıyor. Aldığımız mesajlar içimizi ısıtarak, kaynaşmamıza vesile oluyor.
Bugüne kadar bildiğim halde doğum gününü kutlamadığım bir arkadaşım olmadı.
Hele kutlama mesajımdan sonra dönen cevapları okuyunca duygularımın hazzı bir başka oluyor.
Bırak şu gavur icadı diyen arkadaş…
Okumayan, ilim yapmayan, hiç bir icada vesile olmayan, okuma özürlü arkadaş. Ne icad ettin de biz uymadık?
O zaman neden gavur icadı dediklerinin bulduklarıyla yaşıyorsun?
En basiti elektrik. Bir gavur icadı değil mi? Peki onsuz yola çıkmadığın arabaya ne demeli. Peki ampul. Diyebiliyor musun bırak şu gavur icadını.
Evet sevgili dostlarım, arkadaşlarım.
Kusura bakmayın hala dostla arkadaşın arasındaki farkı bir türlü ayırt etmiş değilim. Bence dost olmadan arkadaş olunmaz. Arkadaş olmadan dost.
Bunlar artık birbiri içerisinde kaynaşmış sözcükler olarak sevgili dostlarım ve arkadaşlarım diyerek sizlere hitap ediyorum.
Bu vesileyle dünya meşgalesi dediğimiz bu geçici dünyada, hiç olmazsa anı olarak kalacak doğum günlerimizi hatırlayarak birbirimizle kucaklaşalım.
BİR İSTEĞİ OLDUĞUNDA ARAYANLARIN DIŞINDA, DURUP DURURKEN HATIRIMI SORANLARIN SAYISI BEŞ PARMAĞIMI GEÇMEZ.
HİÇ OLMASSA DOĞUM GÜNLERİMİZDE PARMAK SAYIMIZI ARTIRARAK, EGOMUZDAN UZAKLAŞTIRAN, BİRBİRİMİZİ KUTLAYAYARAK GÖNÜLLERE GÖNÜL KATALIM.