HAMDİ YILMAZ & Hollanda’nın Schengen puştluğu
Güzelim Türk öz deyişlerinden biri de, “Kış kışlığını, puşt puştluğunu gösterir” şeklindedir. Kışı henüz görmedik ama Hollanda’nın ikinci sıfatın gereğini karakışta yapacağı anlaşıldı.
Malum, Aralık ayının halk arasındaki eski adı karakıştır.
Henüz Ekim ayının ortasında olmamıza rağmen bizim yaşadığımız coğrafyada kışın kışlığını göstereceği beklentisi hâkim.
Halkını tenzih ederim ama Hollanda yönetiminin puştluğunu göstereceği şeklindeki beklentiler Romanya ve Bulgaristan vatandaşlarının dolayısı ile bu ülkede yaşayan vatandaşlarımızın hoşuna gitmese de gerçek bu.
Biliyorsunuz, Avrupa Parlamentosu (AP) Salı günkü oturumunda Avrupa Birliği Konseyi’ne iki ülkenin Schengen Bölgesine alınması için bir çağrı kararı oyladı. Karar 547 oyla kabul edilirken, 49 ret 43 çekimser oy çıkmıştı. 43 çekimser oyu Hollandalı üyeler kullandı. Hollanda Başbakanı Mark Rutte’nin geçen hafta Romanya’da iki ülkenin Schengen üyeliği ile ilgili yaptığı muğlak açıklama karşımıza AP’deki oylama sırasında “çekimser oy” olarak çıktı.
Bulgaristan’ı bilmem ama Romanya’daki en çok yabancı yatırım 21 milyar euro ile Hollanda’ya ait. Bunun anlamı batılı şirketler az kâr ile yetinmeyeceklerine göre bu sermayeden dolayı Romanya’dan en az 3 milyar euro kâr olarak Hollanda’ya transfer edilmektedir. Gaz işindeki hikâyelerine hiç girmiyorum
Hollanda’nın yine böyle puştluğunu gösterdiği yılların birinde Bükreş’teki büyükelçisi Rumen basınına, “Sizin gümrükçüleriniz Braşov’da (Romanya’nın turistik kenti) villa ve cip düşkünü. Bir otobüs dolusu Ukraynalıya kapıyı açmayacaklarını nereden bilelim?” diye konuşmuştu.
Rumen politikacı Gheorghe Falca, saf saf “Bu husus son derece önemlidir: Benim için eşit derecede önemli olan diğer devletlere uygulanan tüm kriterler, Hollandalı milletvekillerinin çekimserliklerinin neden olduğu hayal kırıklığıdır” diye yazıyor.
Falca, yazıyor ama bu durumun suçlusu olarak geçmiş dönem Rumen politikacılarını gösterdikten sonra AP’de verilen 547 lehteki oyu Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis’in başarısı olarak sunuyor.
Sonra da Cumhurbaşkanı Iohannis’in çabasını artırmasını isteyerek ve kendi politacılarını suçlayarak yazısını şöyle bağlıyor:
“Bu nedenle, Romanya’nın Schengen bölgesine katılım sürecinin bu yıl her zamankinden daha fazla tamamlanması gerektiğine kuvvetle inanıyorum. Yıllardır bazı ‘politikacıların’ yaptıklarına rağmen.”
Yani Rumen dostlarımızın da bildikleri ve sevdikleri Nasrettin Hoca’nın fıkralarında olduğu gibi “Hırsızın hiç mi suçu yok?” sorusunu sormuyor.
Romanya ve Bulgaristan’ın Hollanda’nın anladığı dili henüz bulamadıkları anlaşılıyor.
Bu ülkelerde yaşayan kendi vatandaşlarımıza gelince, karamsar değiliz ama gerçeklerin söylettiği şeyler bunlar. Kusura bakmasınlar.