Mehmet Fuat ERGÜN & ANNE GİBİSİ VARMI?

Rahmetli Cüceloğlu’nun söylediği aşağıdaki sözünü, yaşayan biri olarak unutmam mümkün değil.

” ANNEM YOK KİMSEM YOK “

Sene 1967-68 İTÜ’ de öğrenciyim.

Tam, evde ders yaparken karnımın alt köşesinde, beni rahatsız edecek şekilde sızı ve ağrımdan duramıyorum.

Babam, Bursa trafik büro amiri.

O zamanlar, Bursa’da bir, iki hariciyeci doktor var.

Beni Devlet hastanesi doktorlarından Elazığlı Mahmut Hoşağası’nın özel muayenehanesine götürdü.

Apandisit şüphesi var doktor beyde.

Fiziksel testlerimden sonra, teşhis koyamadı. Bir de kan testi istedi.

Hatırladığım kadarıyla ne olduğunu bilmediğim lokosit 9000 çıktı.Tabi o zamanlar radyodan başka bir şey yok.

Hele şimdinin interneti hiç yok.

Lokosit neymiş anında öğrenesin.

Doktor, lokositten apandisit teşhisi koyamadı.

Babama “Tevfik bey, Amerika’da uçakla uzun yolculuğa çıkacaklar rahatsız olsun olmasın apandisitlerini aldırıyorlar. Biz de bu ameliyatı yapalım. Kaybımız olmaz, riske atmayalım” dedi.

Bursa Devlet hastanesine sabah ameliyat olacak şekilde yattım. Bir süre uyuyamadım. Narkoz ne acaba? Acı çeker miyim? Düşündüm durdum.

Bir ara sabaha karşı babamdan utanmasam hastaneden kaçmayı düşündüm.

Gece yarısı bir inilti bir telaş, yan odada koşuşturmalar beni daha da korkuttu.

Biraz sonra yanıma elinde o zamanın teneke kutuda kaynatılan şırıngayla bir hemşire hanım geldi.

“Suat bey siz misiniz” dedi.

“Hayır ben Fuat’ım” dememe rağmen iğneyi yedim.

Sonra öyle bir rahat uyudum anlatamam.

Neyse ameliyat masasına yattım. Kolumdan serum iğnesini hisseder etmez boğazımda bir gık sesiyle uyudum.

Uyandığımda odamda yatağımdayım.

Boynum ensem ağrı içinde.

Tokat atan mı dersin.

Hayal mayal babamın silüetini buğulu gözlerle görmeye çalıştım.

Narkozdan ayılmam baya gecikmiş.

Doktor dahil herkes endişelenmiş. Aman uyumasın diye boyun ovmaları hafif tokatları doktorum başlatmış. Devam edilmesini babamdan istemiş. Anne yüreği, benim acımı görmemek için dışarıda bekliyor.

Kendime gelip doktorumu karşımda gördüğümde;

“Sağ olun doktor bey, dün gece hemşire hanım iğnemi yaptıktan sonra ameliyat korku endişelerim kaçtı, çok rahat uyudum” dedim.

Doktorum ” Allah,Allah ben iğne falan vermedim. Bu neyin nesi” demez mi?

Meğersem, Bursa Kız Lisesi öğretmenlerinden Suat hanım trafik kazası geçirmiş o gece. Ağrıları çokmuş, rahat uyusun diye onun iğnesini isim benzerliğinden hemşire hanım bana yapmış.

Zavallı Suat hanım sabaha kadar inleye dursun.

Ameliyat sonrası doktorum bir kavanoz içinde apandisitimi gösterdi.

” Tebrik ederim Fuat’ı. Apandisit arkaya dönükmüş, ondan kesin teşhis koyamadım. Biraz daha geciksek patlayabilirdi. Fuat’ı zor kurtabilirdik” dedi.

Tam beş gün canım anam uyumadan hastane odasında beni bir dakika yalnız bırakmadı.

Doktorum, bol bol yürüyüp gazlarımı, doktor tabiriyle kazlarımı kovmamı istedi.

Gelelim anama, ana yüreğine.

Tabi kazları kovmak için yürümem lazım. Bu nedenle, diğer odalardaki hastaları ziyaret etmeye başladım.

Anam bir ara beni gözünün önünden kaçırmış. Oda, oda elinde benim hırkam, cocuğumu gören var mı” diye dolaşıyor.

Herkes endişeli. Bir anne çocuğunu kaybetmiş.

Annem beni birkaç oda ötede buldu.

Hemen hırkamı omuzuma attı.

Ben önde annem arkada.

“Teyze çocuğunu buldun mu” diyenlere evet buldum. Fuat’ım bu deyince. Meraklı hasta yakınları. “Aman teyze bizde çocuğun küçük diye endişelenmiştik.”

Anne yüreği, onun gözünde çocuğu 18 yaşında olsa, 60 yaşında da olsa çocuğu çocuk.

Bir de; o zamanlar Romanya’da mobil telefonlar yok. Çalışanlarımdan birinin köyde yaşayan annesinin vefat haberini, yakını zor da olsa vermeye çalıştı. Arkadaşım inanmak istemedi. “Ne olur tekrar bir daha bakın benim annem inşallah ölmemiştir” dedi. Ve acı haberi aldığında; bana dönerek “Fuat bey, bundan sonra ben birşey aldığımda, benim güzel günlerimde, annem gibi kim sevinecek?”

Hayat boyu unutamadığım sözlerden biri olmuştur.

İşte “ANNEN YOK KİMSEN YOK’ demek bu olmalı.

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir