Mehmet Fuat ERGÜN & ATATÜRK SEVGİSİ
CUMHURİYET ÇOŞKUSU İNANILACAK GİBİ DEĞİL
Çocuktum. 1958 yılı, Adana Celaleddin Sayhan İlkokulunda 10.Kasım Atamızın ölüm gününde, okulumuzdaki büstü önünde arkadaşlarımızla nöbet tutardık.
Daha Atamız kim? Bilmeden.
Vatanımızı kurtaran olduğunu yeni yeni kavramaya başlamıştım o ilkokul sıralarında.
Sesim gür ve hata yapmadan ezbere okuduğum için; vatan aşkıyla o zamanlar çocukluk tabiriyle türküm doğruyu mu okumam için, rahmetli ilkokul müdürümüz Mustafa Aşar ve canım öğretmenim Melahat Özer sabah törenlerinde beni kürsüye çıkarırdı.
Bende kendi çapımla kendi kendime gurur duyardım.
İlkokul sıralarımda ailemden ve okul sıralarımda Atam olmazsa biz olamazdık diye düşünmeye başlamıştım. Hatta “Atam sen kalk ben yatam” cümlesini gururla tekrarlardık.
İlkokul, ortaokul derken giderek Atamızın ne olduğunu anlamaya başlamıştım.
Muş Lisesinde 14 yaşlarımda Atamız kim, nedir diyerek, ögrenmek istedim.
İlk defa, Şevket Süreyya Aydemir’in Tek Adam üç cilt kitabını bir solukta okudum.
Tabi onla tatmin olmadım.
O dönemde Atamız için yazılmış ne kadar eser varsa, Muş şarkında elime geçtikçe okumaya başladım.
Atamızın, Yüce Yaratanımız tarafından bizlere bir armağanı olduğunu anlar oldum.
Sizlere Atam hakkında vatanı için neler yaptıklarını, bizler için kısacık ömrünü nasıl harcadığını yazmak istesem ciltlerce kitap olur.
Atam demek karanlıklardan aydınlığa çıkmış bir ülke Türkiye demek.
Babam, polis mesleğindeki eğitiminden ve tahsilinden dolayı Ata sevdalısıydı.
90 yaşına kadar, odası, bürosu kravatları, gömlekleri, kalemler Atamızın resimleriyle doluydu.
Hiç unutmam.
İnegöl’de eski adı Demirdöküm, şimdiki adı Adarad olan şirketin genel müdürüyüm.
Annem ve babam beni ziyarete geldiler.
Kendilerini bir evladın karşılayabileceği en güzel şekilde, hatta babamın çok sevdiği meşhur İnegöl köfte masasında ağırladım.
Ofisimde kendilerini yolcu ederken, babam büromun kapısından çıktıktan sonra tekrar geri döndü.
Gözlerinden yaş akarak ağlamaklı bir şekilde.
” Fuat oğlum. Seninle gurur duyuyorum. Şu arkana da asılı Atamızı resmini gördüm ve senin onu kalbinde taşıdığını hissettim ya! Daha ölsem de gözüm açık gitmez.”
Tabi.. Atamız bu canım ülkemize Yaratanımızın bir armağanı.
İnancım gereği yüce Kuranımızın
19 sırrını bilmeyen yoktur.
Bu konuda ciltlerce kitap yazılır.
Detaylara girmeyeceğim internetten Kuran ve 19 sırrı diye girdiğinizde şaşıracağınıza inanıyorum.
Tekrar rica ediyorum. Lütfen bir de Atatürk ve 19 sırrı diye girin. Aklınız başınızdan gidecek.
19.05.1919 unutmayın. 19.19.19..
İnanın 100 cü yıl Cumhuriyet kutlamalarını, Atamızın ölüm yılı
10. Kasım görüntülerini Romanya’da gözüm yaşlı seyrettim.
İnanın yüz sene geçti tüm ülke olarak Ata sevgisinin bu kadar arttığını görmenin gururunu yaşadım. Atamızın kalplerimizde seneler geçse de asla çıkmayacağını anladım.
Atam senin çizdiğin yolda ömrümün sonuna kadar, yürüyeceğime and içerim.
Sen bize Yüce Yaratanımızın bir lütfusun.
Mekanın cennet kabrin nur olsun inşallah.