Fildis Reşit: Mehmet Niyazi, Tatar milli kültürünün mihenk taşıdır
Tatarların tanıtımı ve kimliği konusunda tanınmış aktivist, Dobruca’daki Tatar topluluğunun önde gelen lideri Mehmet Niyazi, 1878’de Vânători’de (Aşçılar köyü) dünyaya geldi ve 19 Kasım 1931’de Mecidiye’de Allah’ın rahmetine kavuşuyor. Bu yıl doğumunun 145’ci yıldönümünü ve sonsuzluğa gidişinin ise 92. Yılı dolayısı ile anılıyor. Eserlerinin çoğunu Türkçe ve Kırım Tatarca ile yazmıştır.
Şair, gazeteci, Mecidiye’deki Müslüman okulunda Türk dili ve edebiyatı öğretmeni ve bu okulun müdürü idi. Kırım Tatarlarının özgürlüğü ve ilerlemesi ile Kırım Tatar devletinin kurulması için mücadelecidir. Mecidiye halkı onun onuruna merkez parkta bir heykel dikti ve 2 Eylül 2006 yıllından sonra Mecidiye şehrinin onursal vatandaşı ilan edildi.
Tatar topluluk liderlerinden Fildis Reşit, Autentic gazetesine verdiği röportajda tatar şairi Mehmet Niyazi’nin önemi ve etkinliği hakkında ve Tatar diasporası ile menşe ülkeleri arasındaki bağların sürdürülmesinde oynadığı rol hakkında sorularımı cevaplandırdı
*Tatar şairi Mehmet Niyazi bugün tatarların bilincinde neyi temsil ediyor?
Fildis Reşit: Mehmet Niyazi, Tatar milli kültürünün bir simgesi ve ölümünden sonra bile toplumun en çok sevdiği, tüm dünya tatarlarının öne çıkan şahsiyetlerinden biridir. Mehmet Niyazi, faaliyetleriyle Dobruca’daki Tatarların bilincine Kırım sevgisini yeniden kazandırmayı başardı. Yazılarıyla, kendi deyimiyle “Yeşil Ada”, Tatar milliyetçiliğinin ana ilham kaynağı olmuştur. Özgürlük için, Kırım tatarlarının ilerlemesi için savaşçıydı ve bir Kırım Tatar devletinin kurulması için kampanya yürüttü. Her ne kadar Tatarların idealleri uğruna büyük bir savaşçı olsa da, Dobruca’yı da aynı ölçüde seviyordu; bu, onun muhteşem dizelerinden de anlaşılmaktadır.
Ey, Dobruca, şanlı vatan!
Ey,Dobruca, şanlı vatan!
Canlar sana olsun feda!
Canımız sana feda olsun!
Dobruca evladiyiz!
Biz Dobruca’nın çocuklarıyız!
*Büyük Tatar şairi Mehmet Niyazi’nin Dobruca birimine kültürel katkısı ve bıraktığı iz nedir?
Fildis Reşit: Mehmet Niyazi, Dobruca’daki tatar toplumunun modernleştirilmesi ve korunması için yapılan çalışmaların yanı sıra bir yayıncılık faaliyeti de geliştirdi. Örneğin Dobruca Sedası gazetesi, Teşvik, Işık, Mektep ve Aile (Okul ve Aile) isimli yayınları gerçekleştirdi. Pedagog olarak Müstecep Ülküsal gibi Dobruca Tatar liderlerinden oluşan bir nesil oluşturma hedefiydi. Bu imkansız olmasa bile, günümüz neslinin yaklaşamayacağı başarılardır, Emel dergisi (Năzuința), topluluk kahramanı kardeşi Necip Hagi Fazâl, gazeteci Fevzi İbrahim İsmail, Müftü Halil Fehmi ve birçok Tatar aydın yetişti.
*Mehmet Niyazi’nin diasporadaki faaliyeti nasıl ön plana çıktı?
Fildis Reşit: Mehmet Niyazi, İstanbul’da Pedagoji Mektebi’nde (Dârü’l-Muallim) okuduğu dönemden bu yana Osmanlı İmparatorluğu’nun siyasi ve sosyal yapısının modernleşmesi için kampanya yürüten fikir ve hareketlerle temas halindeydi, aynı zamanda mezuniyet sonrası kendisine Türk dili ve edebiyatı, Farsça, Arapça veya Osmanlı tarihi gibi konularda ders verme imkanı verilmiştir. İstanbul’da basılan Kök Kitabi (Mavi Kitap) ve İthâfat (İthaflar) ciltlerinde şiirler yazdı; ikincisi Rumen ve Osmanlı şahsiyetlerine ithaf edildi.
Mehmet Niyazi defalarca Kırım’a yerleşmeyi denedi. 1898 yılında yarımadada öğretmenlik yaptı ancak çarlık rejimi tarafından sınır dışı edildi. 1917 yılı sonunda Numan Çelebi Cihan liderliğindeki bir hükümetle Kırım Halk Cumhuriyeti kuruldu ve Mehmet Niyazi yeni tatar ulusal kurumlarını desteklemeye davet edildi. Kırım’da Hakses gazetesini çıkarmayı başardı ve bir süre Bahçesaray bölgesinde Eğitim Müfettişliği yaptı. Bolşevik birliklerinin Kırım’ı işgal etmesinden sonra 1920’de Dobruca’ya dönerek tatarların hak ve özgürlükler mücadelesini sürdürmek zorunda kaldı.
*Sizce tatar kültürünün canlanması için mi yapılmalı?
Fildis Reşit: Her şeyden önce: Birlik! Tatar aydınlarının çeşitli gruplarının ortak bir çıkar için bir araya gelmesinin gerekliliğine inanıyorum: Tatar kimliğinin korunması! Tatar toplumunu, dolayısıyla tatar kültürünü geliştirebilmek için bölünmemek iyidir. Öncelikle gençlerin Tatar kültürüne, diline ve kimliğine olan sevgisini ve iştahını teşvik etmek, güçlü, akıllı bir milletin parçası olmaktan gurur duymak, büyük şairimiz Mehmet Niyazi’nin yazılarda olduğu gibi Tatar olmaktan gurur duymak için birlikte çözüm ve fikirler üretelim.
Tatar bar mı, dep kim şoray? Men barmen!
Sorduğu Tatar var mı? Ben varım!
Atın, şanın bek tanilğan yaş Tatarman.
Ben ihtişamını iyi bilen genç bir Tatarım
Türkten özge tuwğanım yok dünyada.
Benim kan akrabam, dünyadaki Türk ırkıdır,
Türkniñ özi, öz kardaşı şonğarman.
Şongarım, kardeşim, saf Türküm.
Millet adım Türk bolsa da…tarihte
Türk insanı olarak kendime derim, ama tarihte
Şanlı adım TATAR…. şay dep yazarman.
Adım TATAR olarak biliniyor, öyle yazıyorum.
(Denisa Popescu / Ziarul Autentic)