Mehmet Fuat ERGÜN & KENDİ DOKTORUNUZ, KENDİNİZ OLUN

Konu başlığıyla ilgi, bizzat yaşadığım, kendi üzerimden bir kaç sağlık konusunu sizlerle paylaşmak istedim.

Acı çekmeden kolay kolay doktora gitmem.

İnanın çok ender ilaç kullanırım.

Hele, vitamin, kan sulandırıcı asla.

Konusunda duayen otuz yıllık rahmetli arkadaşım Doktor Suat Arusan’ın televizyon programlarında söylediği gibi genelde “önlemeye değil tedaviye yönelik doktorluk” rahatsız ediyor beni.

Bir köşe yazımda konu ettiğim, 34 sene önce kapalı menüsküs ameliyatı olduğum sol dizimdeki ağrım için beş sene önce gittiğim ortopedi doktorum hayret etti. Nasıl bu kadar sene problem çıkarmadı bu menüsküs dedi. İnanamadı ve sordu. Her gün en az hava durumuna göre bir saat yüzme, yürüme ve bisiklete binmeyi, hiç aksatmadım dedim.

Tamam şimdi oldu. Spordan dolayı kasların sertleşerek kemiklerine destek olmuş.

Ama artık işin sonuna gelmiş, gidebildiği kadar gitsin bu bacaklar, çok zorlandığında dizlerine protez takarız diyerek altı çeşit ilaç vererek gönderdi beni. İlaçların yan tesirinde yok, yok. İlaçları içmedim. Sporuma devam ederek kendi tedavimi kendim yaptım.

Çok şükür üç senedir proteze ihtiyacım olmadı.

Geçen sene Romanya’da ayak tabanlarım yanıyor geceleri uyuyamıyordum.

Ortopedi, nöroloji derken bir çözüm bulamadım. Meğerse menüsküs ameliyatımdan dolayı her gün en az bir saat yürüyerek dizlerimi zorlamamalıymışım.

Türkiye’de kendimi sistemini, düzenini ve doktorların ilgisini taktir ettiğim Urla devlet Hastanesi’ne attım.

Ortopedi, Nöroloji derken her türlü tetkiklerin sonucu bel omuruma yakın beş cm bir kitle tespit edildi. Derhal beyin doktoruna gönderdiler. Beyin doktoru bu beni aşar sen üniversitede bir beyin profesörüne git dedi. Ve gittim.

Prof. Sen neye bana geldin git özel laboratuvarda bir renkli filim çektir dedi.

Kendime bakıyorum. Gücüm kuvvetin yerinde. Her gün 20 km bisiklet biniyorum. Ağrım sızım yok. Sağlıklıyım. Çok sevdiğim ve güvendiğim ailemizden patoloji Prof. dostuma danıştım.

Fuat bizler 70 li yaşları devirdik.

Seni oraya buraya gönderecekler, parça alacaklar, oranı buranı delecekler; bir şikayetin yoksa uğraşma dedi.

Ve bir sene geçti. En ufak bir rahatsızlığım olmadı.

Bu sene altı aydır, enerji tasarrufu ve sıfır karbon projelerini başlatmak için Romanya’nın önde gelen otomobil şirketlerinden birinde görev aldım.

Bisikletime binemedim. Ama yine her gün en az 30 dakika hafif tempo yürüdüm.

Yürümemde, bağdaş kurmamda, dizlerimi kıvırmamda hiç problem yok. Yalnız merdiven çıkarken dizlerimden zorlanıyorum. Bir yere tutunursam rahat çıkıyorum.

Yine gururla bahsettiğim, Urla Devlet Hastanesinin ortopedi doktoruna gittim.

Röntgen sonucu, ne zaman istersen gel iki dizine protez yapalım. Bu son çaren dendi.

Bisikletime bir haftadır biniyorum günde bir saat. Şimdilik merdiven çıkarken fazla zorlanmıyorum.

Bakalım göreceğiz. Ne kadar geç proteze kavuşursam o kadar kârlıyım.

Bir örnek daha vermek isterim.

1990 Asıl Nadir dönemi Vestel yöneticilerindenim. Şirketimiz her sene bir veya duruma göre iki defa sağlıkla ilgili anlaşmalı özel hastanede bizlere çek ap yaptırma mecburiyeti koydu.

Bu kontrollerin birinde genel müdürümüzde kalple ilgili bir problem buldular.

Asıl Nadir durur mu. Hemen Amerika’ya kontroller için gönderdi genel müdürümüzü.

Bir ay sonra döndüğünde bana söylediği ” Fuat, sakın ola rahatsızlık hissetmeden sağlık kontrolüne gitme. Küçücük bir şey için gittim. Amerika’da bir ay denemediklerini bırakmadılar. Sağlam gittim. Delik deşik hasta geldim.”

Bunları şundan yazıyorum. Dünyada savaş sanayiden sonra en çok kâr getiren sağlık sanayi denir.

Biri öldürme, diğeri yaşatma prensibine dayanır. Öldürecek para kazanacak. Yaşatacak müşteri potansiyelini kaybetmeyecek.

Sözün kısası, siz, siz olun; sağlığınız yerinde, bir rahatsızlığınız yoksa ve hastalık hastası değilseniz, kendinizi kurcalatmayın.

KENDİ DOKTORUNUZ KENDİNİZ OLUN.

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir