Ümit Batmaz & ABD DIŞ TİCARET VERİLERİ VE GELİŞMELERİN YÖNÜ
2023 sonu itibariyle Amerikan dış ticaret verileri açıklanmış bulunuyor. Amerika Birleşik Devletleri hükümeti Ticaret Bakanlığının verilerine internet üzerinden ve şeffaf biçimde ulaşma imkanı bulunduğundan, bu veriler üzerinden dünya ticaretiyle ilgili eğilimleri inceleyebilmek mümkün görülüyor. Bilindiği gibi ABD eski başkanı Donald Trump bundan ya devre yandan bazı ticari önlemlerle, ABD’nin dış ticaret açığını azaltmak amacıyla harekete geçtiğini gördük. Trump’ın siyasi kişiliğini bir tarafa bırakarak
ABD hükümetinin devreye aldığı önlemlerin neticelerini irdelemek için Ticaret Bakanlığı’nın verileri yeterli olacaktır.
1985’ten 2023 sonuna kadar olan ABD dış ticaret verileri üzerinden derlediğimiz Şekil 1’de yer alan grafik, ABD’nin seçili ülkelerle yaptığı ticaretteki dış ticaret dengesinin yıllara göre değişimini ifade ediyor. Bu grafikte ABD’nin dış ticaretteki partner olarak önem sırasına göre Çin, Avrupa Birliği, Meksika, Kanada ve Türkiye’nin verilerini inceledim. ABD’nin en büyük ticari partneri olan Çin ile olan ilişkisinde 2018’den itibaren önemli bir kırılmanın gerçekleştiğini dış ticaret açığındaki azalmadan görebiliyoruz. Grafikteki Çin ile ABD nin dış ticaret açığını ifade eden eğriye baktığımızda; 1985’ten 2018’e kadar ABD’nin Çin’e karşı sürekli olarak ve artan miktarda dış ticaret açığı verdiğini görüyoruz. 2018 yılında 418 milyar dolar
seviyesine ulaşan ABD aleyhine ticaret dengesi bu tarihte devreye giren önlemlerle yönünü değiştirmeye başlıyor. 2023’ün sonuna geldiğimizde ABD’nin Çin ile dış ticaret açığının 279 milyar dolar seviyesine indiğini görüyoruz. Trump döneminde başlayan ancak daha sonraki ABD Başkanı Biden döneminde de devam ettirilen ticari düzenlemelerin ABD hükümetler tarafından beklenen neticeyi ilk etapta vermeye başladığını söyleyebiliriz.
Ancak bu noktada önemli bir hatırlatmada bulunmak gerekiyor. Yukarıda gördüğümüz Çin ticaret dengesi grafiği Çin’den ABD’ye doğrudan yapılan ihracatı ifade ediyor. ABD pazarının Çin’den doğrudan gelecek ithalatla ilgili düzenlemeleri sonrasında, pazara ürün sunmaya devam etmek için Çin firmalarının üçüncü ülkeler üzerinden ticarete devam etme ihtimallerini unutmamak gerekiyor. Yani Çinli bir firma doğrudan ABD’ye ihracat yapamadığı durumda, ABD ile ikili ticaret anlaşması olan herhangi bir ülkeye
doğrudan veya dolaylı yatırım yaparak ticaret kapısını açık tutmaya çalışabiliyor. Bu durumda ürünler Çin’den çıkıp üçüncü bir ülke üzerinden ABD’ye ulaşsa da, dış ticaret istatistiklerinde ABD ile üçüncü ülke arasında bir ticari alışveriş olarak yer alıyor.
Şekil 1’deki grafikteki bir diğer okuma ise Çin ile ticaret açığını azaltan ABD’nin aynı dönemde Kanada ve Meksika ile dış ticaret açığını artırdığı yönündedir. Avrupa Birliği toplamda bu 2 ülkeden daha fazla bir ticaret hacmine sahip olsa da, söz konusu dönemde ABD’nin AB ile olan dış ticaret açığında Çin etkisini doğrulayacak boyutta bir gelişme görülmüyor. Ancak Kanada ve özellikle Meksika’nın bu durumdan faydalanan ihracatçı ülkeler olduğunu görebiliyoruz. Şekil 2’de ABD nin sadece Çin ile olan alışverişinin gelişimini görüyoruz. Bu grafikte ihracat ile ithalat arasındaki makasın kademeli olarak kazanmak yönünde hareket etmekte olduğunu teyit edebiliyoruz. ABD ‘nin ihracatı sabit kalırken son 3 yıldır ithalatının aşağı yönlü hareket ettiği görülüyor. Amerikan hükümetinin belirli sektörlerde Amerika Birleşik Devletleri topraklarında imalata teşvik etmesi
sebebiyle bu grafiğin ithalat ve ihracatta dış ticaret açığını ABD lehine azaltmaya devam edeceğini düşünebiliriz.
ABD ile Çin arasında gelişmekte olan bu yeni ticaret dengesinin yeni bazı fırsatlar yaratacağı açıkça görülüyor. Kanada ve Meksika örnekleri bu konuda yeterince açıklayıcı konumdadır. Konumları itibariyle gerek Romanya gerekse Türkiye aynı şekilde Avrupa Birliği’nin bu yeni ticaret düzenlenmesindeki kararlarından fırsatlar üretebilecektir. Romanya Avrupa Birliği içindeki üretici konumunu kuvvetlendirmek fırsatıyla karşı karşıyadır. Birlik içerisinde üretilmesi gerekli olacak ürünler için hazır durumda olan Romanya’nın en önemli sıkıntısı iş gücü temini olacaktır. Şekil üçte yer alan grafikte ise Türkiye’nin ABD ile olan ticaretinin gelişimi ne görüyoruz. Son yıllarda ABD’den ithalatın kayda değer şekilde arttığını tespit edebiliyoruz. Ancak ihracat 2017-2023 döneminde 2 katına çıksa bile aradaki makası kapatmak için gerekli olan miktardan oldukça uzak bir seviyede görünüyor. Türkiye açısından yeni ticaret döneminde eldeki fırsatlar iyi değerlendirilirse yeni yatırım ve imalat imkanları oluşturulduğunda dış ticaret açığının aşağı çekilmesi olanaklar içerisinde görülüyor.
Önümüzdeki dönemde 3 bölgede bir ticaret yapısının hakim olacağını değerlendirirsek, ABD, AB ve Asya ( Rusya-Çin-İran) pazarlarında kendi iç bölgelerinde imalat taleplerinin geleceğini düşünmek yerinde olacaktır. Dolayısıyla imalatçıların bu bölgelerde ayrı ayrı birimlerle yer almaları ticaret yapabilmeleri adına önemli bir adım olarak önümüzde durmaktadır.