Hamdi YILMAZ & Erdoğan – Özel görüşmesi, değişim, Türkçüler Günü ve CHP

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP’nin çiçeği burnunda Genel Başkanı Özgür Özel görüşmesi havanda su dövülerek gündemi işgal etmeye devam ediyor.

Ekran bülbülleri şimdilik ‘boş ama hoş’ koltuğun hikmetini anlamaya çalışıyorlar. ‘Boş Beşik’ filminin pardon ‘Boş Koltuk’ filminin senaryosunu yazmaya çalışıyorlar.

Biz biraz gerilere gidelim. Şimdiki 40 yaş altı gençlerimiz pek hatırlamazlar, birlikte hatırlayalım:

1990’lı yılların başında ABD, Türkiye’nin güneydoğusuna lök gibi çöreklenme girişimine ‘Çekiç Güç’ adlı bir oluşumla başlamıştı.

Bu Çekiç Güç, dağdaki PKK’lılara havadan yiyecek içecek ve kıyafet atarak destek veriyordu.

Erdal İnönü liderliğindeki SHP kıyameti kopartıyor ve TBMM’nde periyodik olarak Çekiç Güç’ün görev süresini uzatmaya karşı çıkıyor, hayır oyu veriyor ama aksi karar çıkartmaya gücü yetmiyordu.

Derken SHP koalisyon hükümetine girdi, iktidar ortağı oldu. İlk işlerinden biri TBMM’nde Çekiç Güç’ün görev süresini uzatma oylamasında geçmişte söylediklerini yalayıp yutarak evet oyu vermişti.

O günlerde uçakta SHP Kars Milletvekili Attila Hun (1991-1995 dönemi milletvekili) ile karşılaşmıştım.

Sordum, “Ne oldu da Çekiç Güç’ün görev süresini uzatılması için evet oyu verdiniz, SHP milletvekilleri nasıl ikna edildi?”

SHP Milletvekili Hun, önce kendisinin oy vermediğini söyledikten sonra şunları söylemişti:

“Genel Başkan (E. İnönü) Grup toplantısında dedi ki, ‘Arkadaşlar, durum bildiğiniz gibi değil. Çekiç Güç’ün görev süresini uzatmamız gerekiyor!”

Sordum, hiçbir milletvekili kalkıp Genel Başkan’a “Efendim, bilmediğimiz durum nedir?” diye soramamıştı.

Uzatmayayım, Erdoğan- Özel görüşmesinin sonucu ne oldu? Bana soracak olursanız, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP’lilere “Arkadaşlar durum bildiğiniz gibi değil! Bu sefer ….” demeye hazırlanıyor.

İktidar insanı değiştirir. İktidar olmanın bizzat kendisi bir değişimdir.

***

TÜRKÇÜLER BAYRAMI

Kamuoyuna pek yansımasa da Türkçüler, bugün 3 Mayıs Türkçüler Günü’nü kutluyor.

1944 yılında ne olmuştu?

Gençler sosyal ağlarda bunu araştırarak anlayabilirler.

Ben başka bir şeye dikkat çekmek istiyorum:

Tarafsız kalarak Türkiye’yi savaşa sokmadı diye övündüğümüz, kendisine ‘bizi aç bıraktın!” diyen çocuğa, “Ben sizi aç bıraktım ama babasız bırakmadım!” diyen İsmet İnönü, el altından gizlice İngiltere ve Fransa ile Sovyetlere karşı işbirliği anlaşması imzalamıştı.

Attila  İlhan’ın anlatımına göre Sovyetler Berlin’i işgal edince, Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın arşivini toplayıp Moskova’ya götürdüğünde Türkiye’nin el atından Fransa ve İngiltere ile iş tuttuğunu anlamıştı.

Batılıların Orta Asya dedikleri Türkistan bölgesinde ABD ile Türkiye’nin çıkarları hep örtüşmüştür. Ama, kazançlı çıkan hep ABD olmaktadır.

Aynı bölge üzerinde 2. Dünya Savaşı yıllarında da Almanya ile Türkiye’nin çıkarları örtüşüyordu.

Almanlar yenilip, Sovyetler Alman Dışişleri Bakanlığı yazışmalarını inceleyince Stalin hışmını Türkiye’ye yöneltti.

Kars’ı, Ardahan’ı istedi, burnunu Boğazlara doğru uzattı. Biz cahiller şimdi öğreniyoruz ki, İnönü, Sovyet hışmını geri çevireceği düşüncesi ile bugünkü FETÖ metodu ile Türkçüleri ezdi. FETÖ, Türk’ün en kutsal sembollerinden ‘Ergenekon’ kelimesini kullandı. İnönü de sanki ‘Turancılık’ gibi bir suç varmış gibi 23 genci tabutluklara soktu.

Tıpkı Ergenekon davalarında olduğu gibi Turancılık davaları da fos çıktı. İşte o günün mücadelesinin anısına 3 Mayıs Türkçüler Günü olarak anılıyor.

***

Levent Gültekin’in anlattığına göre Haziran 2015 seçimlerinden sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan özel uçak ile İstanbul’a gelmiş, güvendiği bir CHP’li ilçe belediye başkanını alıp Ankara’ya gitmiş, CHP ile koalisyon kurmayı düşündüğünü, bu konuyu Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesini istemişti. O belediye başkanı CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile görüşmüş. 130 milletvekili olan CHP Genel Başkanı AK Partinin 260 milletvekiline rağmen “Ben Başbakan olursam, olur” demişti. Bunun olmayacağını gören Erdoğan, Kasım 2015 seçimlerini planlamış ve gerçekleştirmişti.

***

Celal Bayar, Cumhurbaşkanı seçilip İsmet İnönü’den görevi devir almaya gittiğinde “Paşam NATO’ya niye girmediniz?” diye sormuş, İnönü de “Aldılar da biz mi girmedik Celal Bey!” demişti.

Cem Gürdeniz de Atatürk’ten sonra İnönü liderliğindeki CHP’nin dümeni ABD’den yana nasıl kırdığını muhtelif defalar anlatmıştı.

Boş ve hoş koltuk temalı görüşmeye biraz da bu gözle bakarsak ne kaybederiz?

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir