Atin: Vizeden dolayı Bosna’ya gidemeyince Romanya’ya geldim
*Türk iş adamı Levent Atin, Rumen gazeteciye verdiği röportajda Romanya’ya geliş hikâyesini anlattı
Röportajlardan oluşan “Boğazdaki siyah Kuğu” kitabının yazarı Rumen gazeteci Romeo Couți, Türk iş adamı Levent Atin ile de bir röportaj gerçekleştirdi.
Rumen gazetecinin ilk sorusu, “Romanya’ya neden geldiniz?” oldu. İş adamı Atin şu cevabı verdi:
“Başlangıçtan itibaren anlatayım; büyükannem Bosna asıllı ve 1990’ların başında ben de oraya taşınıp yeni bir başlangıç yapmayı düşünmüştüm. İstanbul’a otobüs terminaline geldim ve Bosna’ya bilet almak istediğimde Yugoslavya için özel bir vizeye ihtiyacım olduğunu öğrendim, o dönemde öyleydi. O zamanlar, bildiğiniz gibi, internet veya cep telefonu yoktu, kimseden nasıl yardım alabileceğimi de bilmiyordum. İstanbul’da, pasaportumu kontrol eden gümrük memurundan bu vizeye sahip olmadığımı öğrendim. Tek seçeneğim 500 km geri dönüp eve gitmekti. Ankara’ya gidip vizeyi almak ve tüm işlemleri tamamlayarak baştan başlamak gerektiğini düşündüm, çünkü o zamanlar konsolosluk İstanbul’da değildi ve 500 km’lik yolu katetmek zorundaydım. Bu durum beni sinirlendirdi ve otobüs firmasında görevli şoföre “Hangi ülke için vize gerekmiyor?” diye sordum. Şoför, yalnızca Romanya için vize gerekmediğini söyledi. Hemen “Romanya’ya bir bilet ver bana!” dedim ve işte böyle geldim buraya. Şunu belirtmeliyim ki o zamana kadar Romanya’ya hiç gelmemiştim. Yavaş yavaş ülkeye alıştım ve burada yerleştim. Başlangıçta, her şey ticaretle başladı. Başlıca ithalat-ihracat yapıyorduk ve kısa bir süre sonra gıda ürünlerinin dağıtımıyla da ilgilenmeye başladık. Bu iş böyle başladı.
“EN ÇOK PARAYI PATATESTEN KAZANIYORDUK”
O dönemde en çok parayı Türkiye’den getirdiğimiz patateslerden kazandığımı hatırlıyorum; çünkü o dönemde Romanya’da büyük bir patates kıtlığı vardı. O dönemde patates satışlarımız inanılmazdı… Her hafta iki-üç gemi Köstence limanına gelir, yükleri boşaltır ve satış yapardık. Tonla değil, tırlarla satış yapıyorduk, düşünebiliyor musunuz? Bir süre işler çok iyi gitti, ancak bir noktada sorunlar yaşamaya başladık ve neredeyse iflasın eşiğine geldik.
O dönemde, Bükreş’teki depolarımızdan biri yandı, sigortamız yoktu ve neredeyse tüm sermayemizi kaybettik. Çok zor ve karmaşık bir dönemdi. Dolar yükseliyor, düşüyor ve istikrar sağlanamıyordu; ticaret piyasasındaki dalgalanmalar sebebiyle her türlü iş riske giriyordu. O zaman kendi üretimime yatırım yapmaya karar verdim, ticaret piyasasındaki dalgalanmalara bağımlı olmamak için. Ve işte, o günden bugüne buradayım…”
Levent Atin gazeteci Romeo Couți’nun, “Bükreş kolay bir şehir değil, özellikle 1990’lı yıllarda birçok Romanyalı yabancı yatırımcıları kandırmaya çalışıyordu. Romanya’daki hayata nasıl uyum sağladınız?” şeklindeki ikinci sorusuna da şu cevabı verdi:
“İlk olarak mümkün olduğunca doğru ve dürüst çalışmaya özen gösterdik; böylece işlerimiz ve ortaklıklarımız iyi gelişti. Bunun yanı sıra, kazandığımız her şeyi yeniden yatırıma dönüştürdük, sadece temel ihtiyaçlar için harcama yaptık. Çok koşturdum ve çok çalıştım, kolay değildi, dürüst olmak gerekirse. Sadece o dönemi anlatan on kitap yazabilirim, ama Tanrı bizi olması gereken yere getirdi; bu noktaya ulaşacağımızı biz de hayal etmezdik.”
“90’lı yılların başında, özellikle yabancı iş insanları için yasal açıdan zor bir dönemdi. Romanya devletiyle olan ilişkilerinizden bahseder misiniz?” şeklindeki soruya da Atin şu cevabı verdi:
“Türkiye’den gelmiştim ve o zamanlar Romanya’da bir şirket kurarsam Romanya devletinden yardım beklememem gerektiğinin farkındaydım. Çok çalışmam gerektiğini biliyordum; devlet senin için bir şey yapmaz. Bu, komünizm dönemindeki gibi değildi, o zaman devlet insanlara destek sağlıyordu. Biz serbest bir piyasada ticaret yaptık, devlet bana destek olmadı ve Romanya’da geçirdiğim 34 yılda devletten yardım beklemedik. Türkiye’de bile bankalardan kredi alarak çalışmadım.
Açıkçası, onların bana böyle bir yardımda bulunmasını beklemedim. Romanya’ya ya da başka bir ülkeye iş yapmak için geldiğimde, devlet bana ne verebilir ki? Örneğin, bir arsa verir. Bu büyük bir şey değil; eğer bir fabrika kuracaksam bana ait olmayan bir arsada ne yapabilirim? Arsayı kendin satın alman daha iyidir, böylece onu kendin aldığını ve sana ait olduğunu bilirsin ve sonrasında devlete bağımlı olmazsın.
Gerçek şu ki, Romanya’ya geldiğimde beş yıl boyunca vergi ödemedim, bu da o dönemin politikaları sayesinde oldu ve bu belirtilmesi gereken bir şeydir.”
Marathon Distribution, Contec Foods, Sarerom gibi Romanya’daki önde gelen Türk yatırımlarının sahibi Levent Atin, 2019 yılında Gazete Balkan’ın düzenlediği törende ödülünü Romanya Mali Muhasebeciler ve Yemeinli mali Muhasebeciler Odası Başkanı Prof. Dr. Robert Şova’nın elinden almıştı (Foto: Arşiv)