ÜMİT BATMAZ & Batarya geri dönüşümüyle ilgili gelişmeler – 12

Sonuç 2 : Bir Çok Yeni Geri Dönüşüm Tesisi Yatırımı Gerekiyor.

Avrupa’daki mevcut batarya geri dönüşüm kapasitesinin 2.030 yılında ihtiyaç duyulacak olanın onda bir seviyesinde olduğunu görmüştük. Aslında yatırım gerekliliği açısından bu çok büyük bir boşluğun ve uyarıyı içeren bir mesajdır. Buna karşın sürmekte olan yatırımların, ihtiyaca göre çok düşük seviyede kaldığını gözlemliyoruz. Birçok otomobil imalatçısı, örneğin Mercedes, BMW ve veya Hyundai gibi imalatçılar, yeni dönüşüm firmalarıyla ortak yatırımlar açıklıyorlar. Bu yatırımlar elektrikli araç bataryalarının hidro metalurjik geri dönüşümü vasıtasıyla hammaddelerin elde edilmesi esasına yönelik yatırımlar olarak bildiriliyor.

Yapılan yatırımların veya daha doğrusu yapılan yatırım açıklamalarının, 2 bazen 3 kademeli olduğunun altının çizilmesi gerekir.

  1. Teknoloji Geliştirme : Pilot geri dönüşüm hattı
  2. Küçük hacimli ancak endüstriyel tesis : Proses geliştirme hattı
  3. Büyük ölçekli ve büyük miktarlı tesisler : Ekonomik olarak faydalı endüstriyel tesisler

İşin özünde herhangi bir yeni ürün ve prosesi geliştirirken kullanılan endüstriyel planlama şablonu yukarıdaki gibidir. Öncelikle teknolojiyi geliştirmek gerekir. Bunu yaparken akademik çalışmalar, teknoloji yatırımı yapan yeni küçük şirketler (start-up) veya teknoloji geliştirme merkezleri öncelikli rol alırlar. Otomotiv firmalarının da mühendislik birimlerinin teknoloji geliştirme çalışmaları vardır ancak daha çok bu sözünü ettiğimiz merkezlerle ortak çalışmayı tercih ederler ki mühendislik harcamaları kontrol altında tutulabilsin.

Bugüne kadar yapılan açıklamalarda, birinci ve ikinci seviyedeki batarya geri dönüşümü  tesisleriyle ilgili detaylı bilgiler yer alıyor. Üçüncü seviyede yani büyük boyutlarda batarya geri dönüşümü yapabilecek tesislerle ilgili bilgiler ise çok sınırlı veya açıklamalarda yer almıyor. Bu durum bir tesadüften ibaret olarak düşünülemez. Ele aldığımız gibi gerek Mercedes’in Primobius yatırımında, gerek Hyundai’nin Kanada’daki girişiminde veya haber sitelerinde devamını bulabileceğiniz diğer otomobil imalatçılarının girişimlerinde öncelikli olarak batarya geri dönüşüm zincirinin ilk etabının yatırımın gerçekleştirileceği görülüyor. Buna da onun başına otomobil imalatçıları tesisleri şimdilik küçük boyutta tutarak bazı noktalarda temkinli devam etmeye çalışıyorlar.

Riskler nedir diye düşünürsek; iki konu önümüze çıkıyor. Bunların birincisi yollarımızda altını çizdiğimiz gibi geri dönüşüm teknolojisinde beklenen olası gelişmelere kendi tesislerini adapte edebilecek süreyi elde edebilmektir. Geniş kapsamlı bir yatırım ne kadar ileri bir aşamada yapılırsa o seviyede en son teknolojiyi kullanma olanağı elde edilecektir. Tabii bu durum ilgili yatırım  maliyetlerini de aşağıya çekecektir.

Ikinci nokta ise, geri dönüşüm için toplanması beklenen bataryaların kullanım ömürlerinin daha önce yapılmış teorik hesaplardan daha uzun süreceğinin anlaşılmasıdır. Elektrikli otomobillerin yoğunlaşmaya başladığı 2010’lu yıllarda yapılan hesaplarda araç üzerindeki batarya ömrünün 5 yıl, ikincil kullanımda 8 yıl civarında olması öngörülüyordu. Ancak bugün geldiğimiz noktada, otomobil üzerindeki batarya ömrünün 8-10 yıl, ikincil kullanımdaysa 10-16 yıl olarak ortaya çıktığını görüyoruz. Bu durumda, bugün satılan elektrikli araçların bataryalarının geri dönüşümü için tesislere geri dönmesi 20 yıllık bir süreyi bulacak demektir. Dolayısıyla kullanılmış bataryaların geri dönüşüm şeması netleşmeden büyük yatırımları yapmaktan büyük oyuncular dikkatle kaçınıyorlar.

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir