Nazım Turan & Hayatın Bataklığı ve İnsan Çırpınışı

Hayat… Kimimiz için bitmeyen bir mücadele, kimimiz içinse güzel bir armağan. Ancak hepimizin ortak noktası, zaman zaman yorulmak, tökezlemek ve çıkışsız hissetmek. İran edebiyatının Kafka’sı olarak anılan Sadık Hidayet, Kör Baykuş adlı eserinde bu duyguyu şu sözlerle anlatır:

“Hayat bir bataklık; biz de bu bataklıkta çırpınıp duran kara böcekler gibiyiz. Çırpındıkça daha çok batıyor, kurtulmak istedikçe daha derine saplanıyoruz. Bir şeylerin değişmesini bekliyoruz ama değişen bir şey yok.”

Hayat bazen gerçekten de böyle hissettirir. Ne kadar çabalarsak çabalayalım, sanki daha da dibe batıyormuşuz gibi gelir. Değişim bekleriz ama hiçbir şeyin değişmediğini düşünürüz. İçimizi karamsarlık kaplar, umut kaybolur gibi olur. Ancak yaşam sadece bu bataklıktan ibaret değildir. İşte tam da burada, Nazım Hikmet’in umut dolu dizeleri aklıma geliyor:

“En güzel deniz:

Henüz gidilmemiş olanıdır.

En güzel çocuk:

Henüz büyümedi.

En güzel günlerimiz:

Henüz yaşamadıklarımız.”

Mücadele etmek, hayata anlam katan en önemli unsurlardan biridir. Kendi adıma konuşmam gerekirse, mücadele etmeyi her zaman sevdim. Zorlukların üstesinden gelirken kendimi daha iyi tanıdığımı, hayatın anlamını daha derin kavradığımı hissettim. Çünkü insan, mücadele etmeden bir şeylere sahip olursa, ne onun kıymetini bilebilir ne de hak ettiği değeri verebilir. Sizce de öyle değil mi? Aşılması zor görünen bir engelin üstesinden gelmek, başarıyı çok daha anlamlı kılmaz mı?

Herkesin kendi bataklığı, kendi zorlukları var. Ancak unutulmaması gereken en önemli şey, bu bataklık içinde çırpınırken aslında güçlendiğimizdir. Her mücadele, bizi bir adım daha ileri taşır. Bu yüzden pes etmeyin. Çırpınmaya, savaşmaya, hayallerinizin peşinden gitmeye devam edin. Ve en önemlisi, umudunuzu asla kaybetmeyin. Belki de gerçekten en güzel günler, henüz yaşamadıklarımızdır.

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir