Nazım Turan & VOLKAN KONAK’IN ARDINDAN: BİR SES SUSTU, VİCDAN YANKILANDI
Bu toprakların yetiştirdiği en güzel seslerden biri sustu.
Volkan Konak…
Sadece bir sanatçı değil, yüreğiyle konuşan, halkla bir olan, direnen, seven, sahip çıkan bir insandı o.
Karadeniz’in hırçın dalgası gibi güçlü ama tertemiz bir kalpti.
Ve şimdi o gitti.
Ama ardından gelen sessizlik bile yetmedi bazılarına.
Sosyal medyada yine tanıdık bir hoyratlık başladı.
İnancını sorgulayanlar, ibadetini ölçenler, “rahmet okunmaz” diyenler…
Bir insanın ardından bile susamayan o vicdansız cehalet yine başroldeydi.
İslam’ı anlayamamış, dinci görüntülü vicdan yoksunları,
yine sahnedeydi.
Ayet ezberlemiş ama anlamını bilmeyen,
hadis söyleyip hayatına geçirmeyen,
dua ederken bile kalp kırmaktan çekinmeyen bir anlayış…
Ve en acısı, bunların bir kısmı “din adamı” sıfatıyla konuşuyordu.
Devlet memuru…
Maaşını rahmetli Volkan Konak’ın ödediği vergilerle alan insanlar,
onun arkasından dil uzatıyordu.
Oysa ne der Kur’an?
“Sizin dininiz size, benim dinim bana.”
Bu ayet, kimsenin kimseye inancını sorgulama hakkı olmadığını açıkça söyler.
Kimse bir başkasının kalbini, vicdanını, niyetini yargılayamaz.
Kimse Allah’ın yerine geçip hüküm veremez.
Ama biz bugün ne görüyoruz?
Bir ölüye bile saygı göstermeyen, rahmet okumayı bile çok gören bir kitle var artık.
Çünkü bu insanlar, dinin özünü değil, görüntüsünü ezberlemişler.
Oysa Volkan Konak ne yaptı?
İnancını pazarlamadı.
Ama 63 öğrenciye burs verdi.
Tüm kazancını eğitime bağışlamak istedi.
“Dünyaya el gibi çıplak geldim, el gibi çıplak gideceğim” dedi.
Ve öyle de gitti.
Geride ne bıraktı?
Sessiz iyilikler…
Kalplere dokunuşlar…
Ve onurlu bir yaşam.
Ve o sözü:
“Türkiye’yi ve Mustafa Kemal Atatürk’ü sevmeyenle dost olamam.
Çünkü Mustafa Kemal uygarlıktır, çağdaşlıktır.”
İşte bu söz, onun hayattaki yönünü, pusulasını, cesaretini özetliyordu.
Eğilmedi.
Susmadı.
Sanatçıydı ama dalkavuk olmadı.
Popüler olmanın peşinden koşmadı, halkının yanında kaldı.
Bugün bazıları onu yargılıyor.
Ama biz biliyoruz:
Kul duası almak, bir yüreği kazanmak, bir hayata dokunmak… işte gerçek insanlık budur.
Ve Volkan Konak bunu en güzel haliyle yaptı.
Bir soru soralım kendimize:
Gerçek mümin kimdir?
Gösterişle mi yaşar, yoksa kalbiyle mi?
Volkan Konak gibi yaşamak; susmadan, eğilmeden, iyilikle yürümektir.
Ve bu ülkede en çok eksilen şey, belki de tam olarak budur.
Allah rahmet eylesin büyük usta.
Sen türkülerinle değil, kalbinle iz bıraktın.
Işıklar içinde uyu Kuzey’in Oğlu.
Seni asla unutmayacağız.