Zorlu: Türk dünyası yine sınanıyor!
*İpekyolu Kamu Diplomasisi Teşkilatı, EkoAvrasya ve Türk Dünyası Sivil Toplum İşbirliği Derneği işbirliğinde gerçekleşen Türk Dünyası Sivil Toplum Çalıştayı’nda konuştu
Dev çalıştayda konuşan Türk Dünyasıyla İlişkilerden sorumlu AKP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Kürşad Zorlu, Türk dünyasının, küresel ölçekte son dönemde yaşanan gelişmeler karşısında, tıpkı tarihteki örneklerinde olduğu gibi bugün de tehdit ve fırsatlarla sınandığını ifade etti.
Türk dünyasında sivil toplumun güçlenmesi, daha yaygın bir işbirliği zemini kazanması ve etkili bir yapıya kavuşmasının düne göre çok daha hayati bir ihtiyaç olduğuna işaret eden Zorlu, Türk dünyasında bu yapıları güçlendirmenin, bugünü korumakla kalmayıp yarını inşa etmek anlamına geldiğini bildirdi.
Zorlu, Türk dünyasında inişli çıkışlı dönemler yaşansa da yaklaşık 35 yıldır koparılmış bağların yeniden örüldüğünü ve kardeşliğin kurumsal zeminlere taşınmasına çalışıldığını dile getirdi.
“Türkiye güçlü olursa Türk dünyası güçlü olacak”
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Türk dünyası ve bölge için küresel gelişmelerin odağında yer alan çok önemli bir güç merkezi haline geldiğini vurgulayan Zorlu, “Türk dünyasının, Türk milletinin düşmanları her zaman olmuştur. Bu öneme binaen her zaman bizlerle uğraşanlar olmuştur ve olmaya devam edecektir. Özellikle önümüzdeki süreçte Türk dünyasının arasındaki ilişkileri farklı bağlamlara çekmeye çalışan, bizlerin arasına girerek birtakım krizler oluşturmaya çalışacak paylaşımlara, çabalara, girişimlere karşı son derece dikkatli olmak mecburiyetindeyiz. Çünkü biliyorlar ki Türkiye güçlü olursa Türk dünyası güçlü olacak ve biliyorlar ki Türk dünyası, daha da güçlenirse dünya düzeni yeni bir ivme kazanacak.” diye konuştu.
Zorlu, KKTC’nin, Türkiye ve Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Son günlerde bu konuda bahsettiğim çerçevede kimi gelişmeler ve özellikle sosyal medya mecralarından yanlış birtakım bilgi ve bilgilendirmeleri paylaşarak bu nifaka ortak olmaya çalışan çevreler olduğunu görüyorum. Bizim ülkemizde, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında görev yapan bazı siyasetçilerin de buna isteyerek ya da istemeyerek ortak olduğunu üzülerek görüyorum. Çok açık buradan sesleniyorum ve söylüyorum, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin olduğu gibi Türk dünyasının da ayrılmaz bir parçasıdır. Biz, Türk dünyası olarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, dünya yüzünde tanınması için dün nasıl çaba sarf ediyorsak bugün de hep birlikte, bütün Türk devletleriyle birlikte bunun mücadelesini vermeye devam ediyoruz ve edeceğiz.” Kürşad Zorlu ayrıca, Türk dünyası devletlerinin her alanda işbirliği gerçekleştirmek üzere büyük bir atak başlattığına dikkati çeken çekeerek, Türk Dünyası Polis Akademileri Platformunun kurulacağını aktardı.
“Çalıştay, ortak kaderimizi şekillendirecek stratejik yolculuğun önemli kilometre taşlarından biri”
Türk dünyasının, tarihsel tecrübe, kültürel derinlik ve insani kapasitesiyle 21. yüzyılın yükselen değerlerinden biri olma yolunda ilerlediğini vurgulayan Zorlu, bu yükselişin kalıcı ve anlamlı olabilmesi için sadece devletlerin değil, sivil toplum sermayesinin de güçlü, örgütlü ve birbirine kenetlenmiş olması gerektiğini vurguladı.
Zorlu, şunları kaydetti:
“Kamu diplomasisinin en etkili taşıyıcısı olan sivil toplumun, Türk dünyası içinde kurumsal işbirliği modelleri geliştirmesi hem bugünün ihtiyaçlarına yanıt vermek hem de gelecek kuşakların refahını güvence altına almak açısından büyük önem taşımaktadır. Burada bugün icra edilen çalıştayı da sadece bir istişare değil, ortak kaderimizi şekillendirecek stratejik bir yolculuğun önemli kilometre taşlarından biri olarak görmekteyiz. Bu yolculukta her kuruluş bir yelken, her fikir bir rota, her gönül bir pusula olacaktır.”
Türk dünyasının her alanda işbirliğini gerçekleştirmeye yönelik toplum faaliyetlerinin, gönül birliği, ideal birliği ve kurumsal birliğin sağlanması olmak üzere üç sacayağı üzerinde yükselebileceğini belirten Zorlu, bu adımların birbirini tamamlayabilmesinin de yetişmiş insan kaynağı ile doğru ve etkili bir kamuoyunun oluşumuna bağlı olduğunu söyledi.