Mehmet Fuat ERGÜN- BİR DE EVLİLİĞİ BENDEN DUYUN
Aile, hayatımızda iyi günde kötü günde yanımızda olacak güvendiğimiz tek bir kurumdur.
Paradan, maldan, servetten, makamdan daha üstündür aile.
Diğerleri geçici, aile ise kalıcıdır.
Ailenin temelinde evlilik yatar.
Evlilikte birinci derece eş çocuklar gelir.
Eşlerin anne, babaları ve onların çocukları olan hala, teyze, dayı, amcalar aileyi tamamlayan önemi unsurlardır.
Tekrar ediyorum evlendikten sonra birinci derecede aileniz, eşiniz ve çocuklarınız gelir.
Şimdi seneler önce okuduğum bir kitapda altını çizerek arşivlediğim bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.
Evlilik, hukuki yönüyle evlilik sözleşmesi ve eşler arası karşılıklı haklar; psikolojik yönüyle uyum, iletişim, bağlılık prensiplerine dayanır.
– Evlenen değişir. Evlendiği halde bekârlığını sürdürmeye çalışan, evliliği hazmedememiştir.
– Evlilik, güç birliğidir, güç savaşı değildir.
– Evlilikte iki tarafın da kendine ait özel alanı olmalıdır. Bu kafasına göre takılmak değil, birey olmasının koşuludur.
– Evlilikte kadın-erkek eşit değildir. Eştir. – Evlilikte ego yapmaya, her konuda yarışmaya gerek yoktur. Bir evliliğin düzelmesi için iki tarafın da çabalaması gerekir. Aksi taktirde yerinde sayar. İki kürekli teknede bir kişinin bir küreği çekmesiyle teknenin kendi ekseninde dönmesi gibi.
– Her evlilik, parmak izi gibidir. Başka evliliklere benzemez. Bu nedenle kıyaslamak asla doğru değildir.
– Eşini seven, onun mutlu olduğu konulara saygı duyar.
– Onaylamayan, takdir etmeyen, var olanın kıymetini bilmeyen eş, zamanla var olanı da arar hale gelir.
– Evliliğin ilk yılları, sistemi oturtma ve diş geçirme sürecidir. Sabırlı olmak gerekir.
– Eşini sürekli eleştiren, zamanla aynı tip eleştirilerin gelmesine kapı açar. Bir eş istediğini söylerse, zamanla istemediklerini de duymaya başlar. Eşini hayalindeki eşe çevirmeye çalışırsan, zamanla seni yok saymaya başlayacaktır.
– Kavgada ayıpları döken, sonrasında toplamak zorunda kalır.
– Çoğu tartışma mevcut olaydan çok eski olaylarla bağlantı kurulması ile uzar.
– Hatasını kabul etmeyen eş, o konuyu bunu sürekli duymak zorunda kalır.
– Aldatma, aldatının kusurudur, mağdurun değil. Evliliğin kötü gidiyorsa ya iyileştir ya bitir ama aldatma.
– Kendini mutlu edemeyen, başkasını mutlu edemez sadece fedakârlık yapar.
Daha iyisine layık olduğunu düşünüyorsan o zaman elindekinden vazgeç ya da kabullen.
– Acaba daha iyisi seni kendine layık görüyor mu?
– Eşine iltifat etmek, seni zayıf göstermez. Sahte davranıyor olmazsın.
– Duygularını göstermemek, bir cesaret değil, korku göstergesidir.
– Zıt seçimler yapman, kader değil, çocukluğunla alakalıdır.
– Mutlu evlilik, ihtiyaçların muntazam giderilmesi değil, keyifli ve mutlu bir ev havası demektir.
– Tribüne oynayan eş, hep sorun çıkarır.
Dışarda hata yapmamaya çalışan, evde hataya karşı öfkeli olur.
– Bir değişikliği hazmet ve otomatikleştirmek için önce mantıklı bulman ve inanman gerek.
– Dominantlık, zayıflığı kılıflamaktır.
Güçlü insan, kendisi gibidir.
– Dışarda eşiyle gurur duyup, evde eşini aşağılayana tribün eşi denir.
– Bir kadının yakıtı ilgi ve sevgidir.
– Bir erkeğin yakıtı ise adam yerine konulmaktır.
– Ve en önemlisi, eşine ilgi ve sevgi göstermeyen erkek adam yerine konulmayı hak etmeyen erkektir…
– İyi bir evlilik iki şeye bağlıdır: Birincisi doğru insanı bulmaya, ikincisi doğru insan olmaya.