Türkçe öğrenen gençler Sarı Saltuk’un kabri başında
*Yunus Emre Enstitüsü, Romanya’da Türkçe öğrenen üniversite öğrencilerine Romanya’daki Türk mimari ve manevi mirasını yerinde öğretti

*Sarı Saltuk’un İzinde: Babadağ ve Tulça’da Kültürel Alan Çalışmasıyla Geçmişe Yolculuk
Romanya’nın Babadağ ve Tulça şehirleri, Yunus Emre Enstitüsü ve Köstence Ovidius Üniversitesinin ortaklaşa düzenlediği kültürel alan çalışmasına ev sahipliği yaptı. Programa T.C. Köstence Başkonsolosu Ozan Çakır, Yunus Emre Enstitüsü Romanya Koordinatörü Mustafa Yıldız, Ovidius Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Türkçe Bölüm Başkanı Doç. Dr. Neriman Hasan, Türk kültürünün Balkanlardaki izlerini yeniden keşfetmek isteyen Edebiyat Fakültesi Türkçe Bölümünde öğrenim gören soydaş ve Rumen akademisyen ve öğrencileri katıldı.

Manevi Yolculuğun İlk Durağı: Sarı Saltuk Türbesi
Romanya’nın Köstence kentinden sabahın erken saatlerinde yola çıkan katılımcılar, ilk durak olarak Babadağ kasabasına ulaştı. Katılımcıların ilk ziyareti, Balkanlarda İslam’ın yayılmasında önemli bir rol oynayan ve halk arasında evliya olarak anılan Sarı Saltuk’un türbesine oldu. Katılımcılar, 13. yüzyılda yaşamış bu efsanevi dervişin kabri başında dua ederek manevi bir atmosferde bulunmanın huzurunu yaşadı. Yunus Emre Enstitüsü Romanya Koordinatörü Mustafa Yıldız ve Ovidius Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Neriman Hasan mihmandarlığında türbenin tarihçesi ve Sarı Saltuk’a atfedilen efsaneler hakkında bilgi verildi.

Ardından grup, Osmanlı döneminden kalma ve bölgenin en eski ibadet mekânlarından biri olan Gazi Ali Paşa Camii’ni ziyaret etti. Caminin taş duvarları ve sade mimarisi, Osmanlı’nın bölgede bıraktığı izleri günümüze taşıyan nadide örneklerden biri olarak öne çıkıyor. Cami avlusunda yapılan bilgilendirme sonrası katılımcılar dua ederek camiyi gezdi.
Ziyaretçiler, daha sonra Babadağ’ın zirvesinde yer alan ve halk arasında “ermiş” olarak bilinen Koyun Baba’nın mezarını ziyaret etti. Bu ziyaret, katılımcılara yerel halk inançları ve tasavvuf geleneği hakkında doğrudan gözlem yapma fırsatı sundu. Bölgedeki halk inançları ve sözlü kültüre dair paylaşılan bilgiler, katılımcılarda derin bir etki bıraktı. Hıdırellez günü olması dolayısıyla bu güne dair yapılan kültürel etkinlikler hakkında da bilgiler verildi.

Tulça’da Doğa ve Tarih İç İçe
Öğle saatlerinde Tulça’ya ulaşan katılımcılar, alan çalışmasının önemi ve Balkanlardaki Türk izleri üzerine sohbet etti. Ardından grup, Avrupa’nın en büyük deltası olan Tuna Deltası’nda tekne turuna çıktı. Dünya Mirası listesinde yer alan delta, zengin ekosistemi ve çok kültürlü yapısıyla katılımcılara eşsiz bir doğa deneyimi sundu. Pelikanlar, Tuna balıkları ve delta köylerinin eşsiz manzaraları, tur boyunca heyecan yarattı. Ayrıca Osmanlı döneminde inşa edilen nehir kontrol merkezleri, gümrük işletmeleri de yakında görüldü.

Gezi, Osmanlı döneminden günümüze ulaşan Paşa Konağı ziyaretiyle devam etti. Konağın taş duvarları, ahşap işçiliği ve tarihî atmosferi katılımcılardan tam not aldı. Burada konağın restorasyon süreci ve Osmanlı dönemindeki işlevi hakkında bilgi verildi. Heyet, daha sonra Tulça şehir meydanında bulunan Atatürk Büstü önünde toplu fotoğraf çektirdi. Kısa bir anma konuşmasıyla Atatürk’ün Balkanlardaki etkisi ve anısına yapılan eserler vurgulandı.
Bir diğer durak ise, 1865 yılında Sultan Abdülaziz’in emriyle inşa edilen Sultan Abdülaziz Camii oldu. Osmanlı mimarisinin özgün örneklerinden biri olan cami, mimari detayları ve tarihî dokusuyla ilgi topladı. Cami içinde ve avlusunda yapılan bilgilendirme, Tulça’nın Osmanlı sancak merkezi olduğu döneme ışık tuttu.
Program, Romanya Demokrat Türk Birliği Tulça Şubesi’nde düzenlenen çay ve kahve ikramıyla son buldu. Burada katılımcılar, dernek üyeleriyle bir araya gelerek Romanya’daki Türk toplumu, kültürel mirasın korunması ve gelecekteki projeler üzerine sohbet etti.
T.C. Köstence Başkonsolosu Ozan Çakır, etkinliğe ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Babadağ ve Tulça gibi tarihî şehirlerde düzenlenen bu anlamlı alan çalışması, gençlerimizin tarihî kimlikleriyle bağ kurmaları açısından son derece değerlidir. Bu tür faaliyetlerin, Türkiye ile Romanya arasındaki kültürel yakınlaşmaya da önemli katkılar sağladığına inanıyorum.”
Yunus Emre Enstitüsü Romanya Koordinatörü Mustafa Yıldız ise: “Yunus Emre Enstitüsü olarak kültürel mirasımızı yalnızca tanıtmak değil; hissettirmek, yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmak istiyoruz. Sarı Saltuk’un izinde gerçekleştirdiğimiz bu yolculukta, geçmişle bağ kurarak ortak mirasımızı yerinde tecrübe ettik.”
Köstence Ovidius Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkçe Bölümü Başkanı Doç. Dr. Neriman Hasan da alan çalışmasının öğrencilere katkılarına vurgu yaparak şöyle konuştu: “Öğrencilerimiz, Balkanlar’daki Türk izlerini kitaplardan değil, yerinde gözlemleyerek öğreniyor. Bu tür etkinlikler, saha çalışması ve kültürel bağlam açısından eşsiz fırsatlar sunuyor. Bu anlamlı çalışmayı organize eden Yunus Emre Enstitüsüne şükranlarımızı sunuyoruz” dedi.
Öğrenciler ise alan çalışmasının hem tarihî bilgi hem de kültürel farkındalık açısından ufuk açıcı olduğunu dile getirdi. Tulça ve Babadağ’da karşılaştıkları yerel halkın sıcak ilgisi ve anlatıları, etkinliğin en unutulmaz anları arasında yer aldı.
Kültürel Bir Köprü Kuruldu
Alan çalışması, Türkiye ve Romanya arasında tarihî ve kültürel bağların güçlendirilmesine katkı sağlarken, Balkanlardaki Türk kültür mirasının görünürlüğüne de önemli bir katkıda bulundu. Uzmanlar, bu tür organizasyonların kültürel diplomasinin somut bir örneği olduğunu ve iki ülke arasındaki dostane ilişkileri pekiştirdiğini ifade ediyor.
Yunus Emre Enstitüsü, Romanya genelinde Türk dili, kültürü, sanatı ve edebiyatını tanıtmak amacıyla çeşitli faaliyetler yürütmektedir. Dil kurslarından sanat atölyelerine, edebiyat söyleşilerinden sergilere kadar geniş bir yelpazede etkinlikler düzenleyen Enstitü, Türkçe öğrenmek isteyenlere eğitim imkânları sunarken aynı zamanda iki ülke arasındaki kültürel etkileşimi artırmayı hedeflemektedir. Bu kapsamda düzenlenen alan çalışmaları, Türkiye’nin kültürel mirasını Balkanlar’daki izlerle buluşturmak ve ortak tarih bilincini güçlendirmek adına önemli bir rol üstlenmektedir.