AB, 75. kez kutladığı Avrupa Günü’nde ekonomik sorunlarla boğuşuyor

*Kamu borcunun GSYİH’ye oranının en fazla olduğu AB üyesi yüzde 153,6 ile Yunanistan, bütçe açığının en yüksek olduğu üye ise yüzde 9,3 ile Romanya

Temelleri üç çeyrek asır önce 9 Mayıs 1950’de imzalanan Schuman Deklarasyonu ile atılan Avrupa Birliği, 75. yılına kıtanın güvenliği ve savunmasını güçlendirme, ekonominin rekabetçiliğini artırma ve ABD ile tarife anlaşmazlığı gündemiyle giriyor.

Avrupa Birliği (AB) ekonomisi, uzun süredir yüksek kamu borcu ve bütçe açığı, düşük büyüme oranı ve rekabetçilikte geri kalınması gibi çeşitli ciddi sınamaları bir arada yaşıyor.

AB’nin yapısal bir sorunu da yüksek kamu borcu olarak öne çıkıyor. Birlikte geçen yıl kamu borcunun Gayri Safi Yurt içi Hasıla’ya (GSYİH) oranı yüzde 81 gibi yüksek bir seviyeye ulaştı.

AB üyesi ülkeler arasında kamu borcunun GSYİH’ye oranının en fazla olduğu ülkeler ise yüzde 153,6 ile Yunanistan, yüzde 135,3 ile İtalya, yüzde 113 ile Fransa, yüzde 104,7 ile Belçika ve yüzde 101,8 ile İspanya olarak sıralanıyor. Bu yüksek kamu borcu ülkelerin kaynaklarını sınırlandırıyor.

Çok sayıda AB ülkesinde bütçe açığı da yüksek seviyelerde seyrediyor.

AB ülkeleri arasında bütçe açığının en yüksek olduğu ülkeler yüzde 9,3 ile Romanya, yüzde 6,6 ile Polonya, yüzde 5,8 ile Fransa ve yüzde 5,3 ile Slovakya olurken, AB kurallarına göre, normal şartlarda üye ülkelerin kamu borçlarının GSYİH’lerinin yüzde 60’ını, bütçe açıklarının da GSYİH’lerinin yüzde 3’ünü geçmemesi gerekiyor.

AB ülkelerinin önemli bir kısmı mali kurallara uygun davranmazken bunun özellikle yeni ortaya çıkan ihtiyaçlara kaynak sağlanmasının önünde engel teşkil etmesi bekleniyor.

AB, Trump başkanlığı öncesinde ekonomi alanında özellikle rekabet gücünü artırmaya odaklanmıştı. AB, özellikle bürokratik işlemleri kolaylaştırmak, yapay zeka gibi alanlara ve teknoloji şirketlerine yatırımı artırmak ve enerji maliyetlerini düşürecek adımlar atmak konusunda planlar yapıyordu. Ancak AB ile ABD arasında ticari gerilimler sonucunda bu konu alt sıralara indi.

ABD Başkanı Trump’ın göreve gelmesiyle birlikte “Önce Amerika” yaklaşımını benimsemesi ve uygulamaya koyduğu tarifeler yıllık 1,5 trilyon avronun üzerindeki toplam hacimle dünyanın en büyük ticaret ve yatırım ilişkisine sahip olan AB ve ABD’nin arasını açtı.

Geçen yıl, AB tarafı ABD ile mal ticaretinde 198,2 milyar avro fazla verdi. Bu ticaret açığını sert biçimde eleştiren Trump, AB’ye oldukça mesafeli yaklaşıyor.

ABD, AB’den çelik ve alüminyum ile otomobil ithalatına yüzde 25 oranında gümrük vergisi uygulamaya başladı. Ayrıca, ABD karşılıklı tarifler kapsamında AB’nin ürünlerine yüzde 20’lik yüksek seviyede bir gümrük vergisi belirledi.

AB’nin ABD’ye ihraç ettiği ürünlerin yüzde 70’ine uygulanması söz konusu tarifelerle yılda 80 milyar avro civarında bir ek gümrük vergisi ortaya çıkıyor.

Bunun da ihracat odaklı olan AB ekonomisine ciddi bir külfet ortaya çıkarması ve ihracatı düşürmesi bekleniyor.

AB, yaşanan sıkıntıları gidermek için AB tarafı ile müzakere masasına oturmayı istiyor. Ancak ABD henüz buna sıcak bakmıyor. ABD ile yaşanan ticari gerilimler AB gündeminde üst sırada yer alıyor. (AA)

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir