Sait ÖZDEMİR & Karınca kanatlanınca serçe oldum sanır

Karınca kanatlanınca zevâlini bulur” diye güzel bir atasözümüz vardır. Bu söz kısa sürede elde edilen gücün verdiği şuursuz özgüvenin şımarıklığıyla, dilini ve sözlerini tutamayıp belasını arayıp bulanlar için söylenen ibret alınması gereken güzel bir atalar sözümüzdür.

Karınca kanatlanınca zevali yakındır” atasözü, halk arasında da ani yükselişlerin ve düşüşlerin bilinçli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan önemli bir bilgelik sözleri taşımaktadır.

Karıncanın kanatlanması, ani ve beklenmedik bir yükselişi simgelediği gibi, yükseliş, genellikle kişinin veya bir durumun normal sınırlarını aşmasıyla ortaya çıkar. Ancak bu yükseliş, aynı zamanda çöküşün de habercisi olarak görülür. Tıpkı kanatlı karıncanın daha kırılgan hale gelmesi gibi, ani yükseliş yaşayan kişi veya durum da daha kolay yıkılabilir hale gelmesi gibi.

Başarı ve şöhret genellikle insanları mutlu ve sarhoş eder, insanlara güç ve otorite verir. Ancak aşırı başarı, kişide kibir ve kendini beğenmişlik duygularını tetikleyebilir. Bu durum da kişinin çevresiyle ilişkilerini zedeler ve sonunda etrafında bulunan dostların dağılmasına ve bireyin yalnız kalmasına neden olabilir. Bunun için dengeyi kaybetmemek gerekir. Ani yükseliş, kişinin dengeyi kaybetmesine ve gerçekleri görmezden gelmesine neden olabilir. Bu da, kişinin hatalar yapmasına ve sonunda başarısız olmasına yol açabilir.

Hayat sürekli bir hareket halinde olduğunu ve hiçbir durumun kalıcı olmadığını bilmemiz gerekir. Başarılar kadar başarısızlıklar ve unvanlarında geçici olduğunu unutmamak gerekir. “Karınca kanatlanınca zevali yakındır”  atasözü, bize başarıların yanı sıra getirdiği tehlikeleri ve kişinin bu durum karşısında dikkatli olması gerektiğini hatırlatır. Aynı zamanda, tevazuu korumanın ve dengeyi kaybetmemenin önemini vurgular.

Sonunda başına kötü bir şey gelebileceği açık olduğu halde bazı davranışlarda ısrar eden insanlar için de ‘Karınca kanatlanınca zevali yakındır’ atasözü ifadeleri kullanılır.
Malum bazı durumlarda, bazı insanlar amacını aşan tutum ve davranışlar sergilemektedirler. Laf anlamaz, laf dinlemez, başına buyruk olurlar. Bu bir kaç kez tekrarlanınca çevresindeki insanlar karınca kanatlanınca ifadelerini telaffuz ederler.
Bazen de söz ve hareketleri ile büyük bir cezayı hak etmiş kimse, sanki bunun yerine getirilmesini çabuklaştırmak ister gibi üst üste daha büyük suçlar işlemeye çabalar. Bazen de herkesin öfkesini üzerine çekecek bir hareket yapar veya kendisini yargılayacak kimselere çatar. Bütün bunlar kişinin istemeyerek de olsa kendi sonunu hazırlayan sebeplerdir. Bütün bu hareketleri onu kötü bir sona ulaştırır.’’
Kanatlanan karıncalara, cami duvarına pisleyen köpeklere ve vakitsiz öten horozlara dikkat.
Öyleyse sevgili dostlar, bu kısa dünya hayatı için bize verilen bu kısa zaman içinde insanlara iyilik yapmaktan alıkoyan her şeyi terk eylemek etmek gerekir.

Kalın sağlıcakla

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir