Nazım Turan & Yırtıcıların Dönemi
Kaynak kitap: “La Rage des prédateurs” – Giuliano da Empoli
Geçenlerde bir arkadaşım bana çok ilginç bir metin gönderdi. Okuduğum anda, günümüz politikasını ve sosyal hayatı etkileyen olayları anlamak için bir pencere açtığını fark ettim. Bugün yaşadığımız karmaşanın, sertliğin ve kuralsızlığın aslında tesadüf olmadığını çok net bir şekilde gösteriyordu.
Meğer metin, Giuliano da Empoli’nin “La Rage des prédateurs” adlı kitabının bir bölümünden alınmış.

Kitap, dünyanın nasıl yeni bir düzensizliğe sürüklendiğini; teknolojinin, yapay zekânın ve güç mücadelelerinin klasik siyaset anlayışını nasıl altüst ettiğini etkileyici bir dille anlatıyor.
Yazar, artık ülkeler arasındaki ilişkileri düzenleyen eski kuralların geçerliliğini yitirdiğini söylüyor.
Eskiden uluslararası sistemin belli sınırları, anlaşmaları ve refleksleri vardı. Bugün ise aynı hızda gelişen teknoloji, yapay zekâ, kripto paralar, hibrit savaş yöntemleri ve sosyal medya manipülasyonları karşısında bu kuralların hiçbiri işlemiyor.
Kitabın en dikkat çekici bölümlerinden biri, Donald Trump üzerinden anlattığı yeni liderlik formu.
Empoli’ye göre Trump, çağımızın ruhuna en iyi uyum sağlayan figürlerden biri.
Okumuyor, raporlara bakmıyor, özetleri bile değerlendirmiyor. Buna rağmen kitle psikolojisini şaşırtıcı bir sezgiyle okuyor.
Yazar, bu durumu “bilgiye dayanmayan ama eylemle beslenen yeni lider tipi” olarak tanımlıyor.
Aslında bu sadece Trump’a özgü bir model değil. Dünyanın birçok yerinde popülist liderlerin yükselişinde aynı mekanizma devrede.
Zeka, teknik bilgi veya kurumsal düzen tek başına belirleyici olmuyor.
Önemli olan, toplumsal algıyı yönetme becerisi.
Empoli’nin analizine göre kaos, artık çağın temel unsuru.
Kaosu okuyabilen, yönlendirebilen ve bundan güç devşirebilenler oyunu belirliyor.
Beklenmedik, sarsıcı kararlar; sistemin boşluklarından yararlanma; insanların duygularını harekete geçirme…
Yeni liderler tam da bu alanlarda etkili oluyor.
Özetle, La Rage des prédateurs günümüz dünyasının nereye savrulduğunu görmek isteyenler için önemli bir çalışma.
Ben de hem bu bölümünü hem de kitabın genel çerçevesini sizlerle paylaşmak istedim.
Çünkü içinde yaşadığımız dönem gerçekten bir geçiş dönemi değil, yeni bir çağın başlangıcı gibi görünüyor:
Yırtıcıların dönemi.

