HAMDİ YILMAZ & Erol Güngör’ü anarken

1982 Mart’ından Denizli’ye askerlik yapmaya gitmeden önce Kayseri’de üç arkadaşımla birlikte yayınladığım Doğuş Edebiyat Dergisi’ni Ankara’da Alper Aksoy’a devretmiştim. Kendi arkadaşlarımın muhalefetine rağmen Ankara’ya devrini kapanmasına tercih etmiştim.

Denizli’de çarşı iznine ilk çıktığım gün kitapçıda Doğuş Edebiyatı gördüm, aldım ve hemen Candoğan Parkı’na girerek bir banka oturdum.

Ankara’daki ilk sayısı idi.

İlk göz ağrımdı, hâlâ daha dünyanın en samimi yayın organı olduğunu düşünürüm. Biz gazete kağıdına basardık, kendinden kapaklıydı.

Ankara’da kuşe kâğıttan renkli kapak basmışlar. Üstelik “Kayseri’den gelin getirdik” vs diye rencide edici tantana koparmışlardı.

İlk yazı o sıralar Konya Selçuklu Üniversitesi Rektörü olan Prof. Dr. Erol Güngör’e aitti ve “Ocaklar Sönmemeli” başlığını taşıyordu.

Hoca, bizim derginin Ankara’ya ‘Gelin’ olarak gidişini bir ocak sönmüş gibi algılıyor ve şöyle yazıyordu:

“Her ay bana gelen dergiler masamda okumam için sıranın kendisine gelmesini beklerdi. Ben ise sabırsızlıkla Kayseri’den gelecek Doğuş Edebiyat dergisini beklerdim.”

Ardından da özeti “Mahalli kültürler gelişmezse milli kültür gelişemez” olan uzun bir sosyolojik tahlil ve derginin yeni sahiplerine bizimle irtibatı kesmemeleri tavsiyesi vs.

Bir askerin ağladığı görülmesin diye kepimi gözlerimin üzerine indirirken, “Hoca bu yazıyı daha önce yazsaydın, askerlik süresince bütün sayıları basar öyle gelirdim” diye mırıldanmıştım.

Hemşeriydik, Kırşehirliydi. Ama birbirimizi fiziki olarak hiç görmemiştik.

Yattığı yer nur olsun. Vefatı Türkiye için büyük kayıptı.

Hemşeri olduğumuzu vefatından sonra öğrendiğim ve Prof. Dr. Erol Güngör 44 yaşında hakkımda yukarıda bahsi geçen yazıyı yazdıktan bir yıl sonra 24 Nisan 1983 tarihinde hakkın rahmetine kavuşmuştu.

PROF. DR. EROL GÜNGÖR

İşte Şeyma Güngör’ün kaleminden Erol Güngör:

“Sosyal psikolog, yazar ve fikir adamı (D. 25 Kasım 1938, Kırşehir – Ö. 24 Nisan 1983, İstanbul). Bilgi düzeyi yüksek, dindar bir aile çevresi içinde yetişti. Dedesi imam Hafız Osman Efendi’nin çevresinde ve Kırşehir’in manevî atmosferi içinde tarih ve kültür konularına ilgi duymaya başladı. Ortaokul sıralarında eski yazıyı öğrendi. İlk ve ortaöğrenimini memleketinde yaparak 1956’da Kırşehir Lisesi’ni bitirdi. Lise öğrencisi iken özel Arapça dersleri aldı. İstanbul Hukuk Fakültesi’ne girdi, sonra Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne geçerek 1961 yılında da burayı bitirdi ve aynı fakültede konuk profesör olan Hains’in asistanlığını yaptı, onun ders notlarını Türkçeye çevirdi. Daha sonra yine bitirdiği fakültenin Tecrübî Psikoloji Kürsüsü’ne asistan oldu. Doktora çalışmasını “Kelâmî (Verbal) Yapılarda Estetik Organizasyon” başlıklı teziyle 1965’te tamamladı. 1966’da ABD Colorado Üniversitesi’nden tanınmış sosyal-psikolog Kenneth Hammond’un daveti üzerine Amerika’ya gitti. Bu üniversitenin Davranış Bilimleri Enstitüsü’nde uluslararası bir ekibin araştırmalarına katıldı. Sosyal-psikoloji ders ve seminerlerini yürüttü. “Şahıslar arası İhtilafların Çözümünde Lisanın Rolü” konulu teziyle 1970 yılında doçent oldu. 

Dr. Güngör, 1971’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Psikoloji Bölümü’ne öğretim görevlisi olarak atandı. Ayrıca Başbakanlık Planlama Teşkilâtı’nda, Millî Eğitim Bakanlığı ile Kültür Bakanlığı’nın çeşitli komisyonlarında görev aldı. 1978’de genel değerler sistemiyle ahlâkî değerler arasındaki ilişkileri sosyopsikolojik açıdan incelediği “Değerler Psikolojisi Üzerinde Araştırmalar” başlıklı takdim teziyle sosyal psikoloji profesörü oldu. 1982’de Konya Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü görevine getirildi. Bu görevdeyken de İstanbul’da bulunduğu sırada, bir kalp yetmezliği sonucunda öldü.

Gençlik yaşlarında Ziya Gökalp’ten büyük ölçüde etkilenmiş olan Güngör’ün ilk yazısını yerel bir gazetede takma adla yayımlanmıştı. Daha sonra yazıları Türk Yurdu, Hisar, Türk Birliği, Töre, Türk Edebiyatı, Türk Kültürü, Milli Eğitim ve Kültür, Milli Kültür, Konevî, Toprak, Doğuş Edebiyat ve Diriliş dergileri ile Millet, Her Gün, Yeni Düşünce, Yeni Sözcü, Yol, Ayrıntılı Haber, Yeni İstanbul ve Ortadoğu gazetelerinde yayımlandı. Eserlerinde Türk toplumunun Tanzimat’tan bu yana yaşadığı kimlik sorununa ve kültür buhranına parmak basmıştır.

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir