ÜMİT BATMAZ & Batarya geri dönüşümüyle ilgili gelişmeler – 13

Sonuç 3 : Her Ülke Kendi Tercihiyle Yolunu Çizecek. Ya Biz?

Son olarak yaşadığımız bu önemli değişim zamanlarında ülkelerin stratejilerinin ve yönelimlerinin gelecekteki konumları açısından belirleyici olduğunu tekrar etmek gerekir. Şirketlerin ve teknoloji sahiplerinin ne şekilde organize olduğunu veya olmaya çalıştığını buraya kadar birçok örnekte ele aldık. Devletlerin konumu açısından Çin’in avantajlı olduğunu, ancak bu avantajın sürdürülebilir olmadığını teyit ediyoruz. Bunun nedeni aslında basittir. Bugün için Çin batarya üretimi için gerekli olan minerallerin kaynaklarına değil işlenmesi için gerekli tesislere sahip durumdadır. Önümüzdeki dönemde gerek minerallerin rafine edilmesi gerekse kullanılmış bataryaların geri dönüşümü için diğer ülkelerde yapılacak yatırımlar aradaki farkı kapatmak için büyük oranda etkili olacaklardır. Uzun lafın kısası ticaret savaşlarına gerek kalmadan dünyanın üç farklı pazar şeklinde yeniden şekillenmesi büyük olasılık olarak önümüzde durmaktadır.

Eğer üç farklı pazar varsayımını elimizde tutarsak bu durumda bizim için önemli olan Avrupa’daki durum olacaktır. Aslen bir uygarlık projesi olarak diğer iki kutuptan çok daha ilerde yer aldığı açık olan Avrupa Birliği’nin, söz konusu yeşil dönüşümü de tetikleyen taraf olduğunu unutmamak yerinde olur. Amerika Birleşik devletleri’nde petrol lobilerinin etkin olduğu, tekrar başkanlık koltuğuna oturan Donald Trump ve benzerlerinin iklim değişikliği gibi bilimsel gerçeklikten fevkalade uzak olduğu, Amerikan halkının yaşam şeklini değiştirmek için çoğuyla ikna olmadığını görüyoruz. Başka bir noktada, Çin hükümetinin önceliğinin iklim değişikliğinden ziyade hegemon güçler arasındaki tarihsel hesaplaşması olduğu hissediliyor.   Bu paralelde Avrupa Birliği’nin üye ülkelerinin ve Avrupa Komisyonu’nun batarya konusundaki ve tabii batarya geri dönüşümü konusundaki yönelimleri önem taşımaktadır.

Ülkelerin batarya geri dönüşümü konusunda nerede konumlanacakları genel olarak batarya değer zincirlerinde kendilerine biçtikleri rol ile bağlantılıdır. Yazımızda Kanada örneğini ele almıştık. Kanada hükümeti yaptığı çalışmalarla durumunu analiz etmiş ve orta vadeli bir planlamayla batarya değer zincirinde kendileri açısından uygun bir konum belirlemişlerdir. Bugün bu plana baktığımızda, başarılı uygulamayla lityum tedarik zincirinde Kanada, Çin’in önüne geçmiş görünüyor. Anlaşıldığı kadarıyla, iyi bir analiz ve istikrarlı bir uygulamayla ülkelerin batarya tedarik zincirinde kendilerine uygun bir yer açabilmeleri mümkün görünüyor. Konumuz batarya geri dönüşümü olduğu için bu konuda ülkelerin de verdikleri teşviklerin ve yönlendirmelerin belirleyici olacağını ifade etmeliyiz.

Avrupa Birliği içindeki ülkeler açısından – Avrupa komisyonunun raporları da incelendikten sonra – ölümü noktalardan bir tanesi hızla batarya geri dönüşüm tesislerinin kurulması olarak beliriyor. 2030 yılından itibaren yoğunlaşacak olan batarya geri dönüşüm talebi bugünkü yatırım hızıyla karşılanabilir görünmüyor. Dolayısıyla batarya geri dönüşüm tesislerine verilecek olan yatırım teşviklerinin tekrar ele alınması ve hükümetler nezdinde yönlendirilmesi gerekli görünüyor. Teknik açıdan yatırımın verimliliği adına önemli bir nokta, Geri dönüşüm tesislerinin sadece siyah kütle (black mass) üreten nitelikte olmaması, mutlaka hidro metalürjik endüstriyel tesis niteliğinde kurulması stratejik ürün taşımaktadır. Ancak bu sayede%100 geri dönüşüm sağlanabilir ve bu sayede batarya imalatı için ham madde tedariğine ekonomik anlamlı katkı sağlanabilecektir.

Geri dönüşüm tesislerinin, kullanılmış bataryaların toplanma organizasyonuna uygun şekilde konumlandırılması kritik önemdedir. Örneğin Türkiye’yi ele alırsak, trafiğe kayıtlı otomobillerin Yoğun biçimde İstanbul’da toplandığı düşünülürse, ne durumda kullanılmış bataryaların ikincil hayata çevrimi için etkin olacak tesislerin İstanbul civarında yoğunlaşması makul olacaktır. Ancak geri dönüşüm için, bataryalar ikinci hayattan sonra geri dönüşüm tesislerine geleceklerinden, statik elektrik depolama için kullanılan ikinci hayattaki bataryaların hangi bölgelerde yoğunlaştığına dikkat edilmesi gerekli olacaktır. Bana ek olarak eğer ülkede batarya üretim tesisi var ise, bu tesislerin içinde veya yanında bir geri dönüşüm tesisinin tamamlayıcı olarak yer alması stratejik önem taşımaktadır.

Özet olarak iklim değişikliği kaynaklı bu uygarlık dönüşümünde, temel enerji olarak elektriğe yöneliyoruz. Elektriği nasıl elde ettiğimizin yanı sıra bataryaları nasıl imal ettiğimiz de önemlidir. Üçe Bölünmüş dünya pazarlarında hammadde bağımsızlığı birçok anlamda kritik bir değer haline dönüşmektedir.  Hem hammadde bağımsızlığı hem de Avrupa Birliği’nin felsefesine uygun şekilde iklim değişikliğine karşı mücadele edebilmek için batarya geri dönüşümü stratejik ve kaçınılmaz yatırımları zorunlu kılmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinin batarya geri dönüşümünde stratejik ortaklıklarla yatırımları paylaşmaları kaynak kullanım verimliliği açısından gereklidir.

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir