Hamdi YILMAZ & Maçin’li Grigore Kazım’ın doğum günü vesilesiyle

Bir bayram Bükreş Türk Şehitliği’nin hemen yanı başındaki Türk Mezarlığı’nı gezdim. Tek tek mezar taşlarını okudum.

Biz Balkanlardan çekilirken, Türkçe’nin de can damarlarının çekilerek, içinden kanı akıtılarak nasıl büzüştürüldüğünü ibretle fark ettim.

Türk alfabesinde olduğu halde Romen alfabesinde olmayan harfler aradan çekilince güzelim isimlerimiz nasıl da kuşa dönmüş..

Her ne kadar Romanya’daki Türkler, Bulgaristan’dakiler gibi bir isim ve din değiştirme operasyonuna tabi tutulmamışlarsa da, “Özgür Erime laboratuvarı” denilen ocakta nasıl da güzel eriyorlardı..

Hasanlar, “Asan” olmuş. Süreyyalar “Sureia” oluyordu. Cemiller, “Gemil” oluyor, Huriyeler “Urie”leşiyordu. Hatta dangalak nüfus yazıcılarının ferdi yanlışlıkları olduğunu sanmadığım gariplikler de olmuş, Leyla ismi yukarıda anlatılan mantık gereği “Leila” olması lâzım gelirken “Leiea” olmuş. “İnci”lerimize “İngi” inmiş.

Kemaller “Chemal”leşmişti.

Zamanın Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın Romanya’yı ziyareti sırasında ismi “Bayar” olarak konulan çocuğun nüfus kağıdına da “Baear” yazılıyordu.

Nereden nereye geldik. Oysa ben size Grigore Kazım’ı anlatacaktım. Bakmayın benim ‘Kazım’ diye yazdığıma, Onun nüfus cüzdanında “Kiazim” yazıyor.

Zavallı Türk, ırzına geçilmiş isimleri “Türkçe” sanarak, kuşaktan kuşağa aktarmış. Tıpkı Kazakistan Türklerinin 21 göbek sülalesini bilecek kadar soyuna sopuna hâkim oluşu gibi.

Neyse, biz Grigore Kazım’a dönelim. O sevdiği kızı kendisine vermediklerinde, kızı at terkine atarak Türkiye’den Maçin’e gelip yerleşen Hafız Kazım’ın torunu.

1900’lü yılların başında Hafız Kazım’ın oğlu Romen kızı ile evlenip, o yıllarda bu evlilik iki aile tarafından da reddedilip, çocuklar dışlanınca; bu evlilikten doğan çocuklara her iki aileyi de memnun etme adına biri Türkçe biri Romence çift isim konmuş. 12 Şubat 1913 tarihinde doğan bizim Grigore Kazım’ın adı da böyle oluşmuş.

Sevdiği kızı vermediklerinde at sırtına atıp, Romanya’da Maçin’in yolunu tutan Hafız Kazım’ın torunu Grigore Kiazim gün gelmiş Romanya’nın en ünlü halk müziği sanatçısı olmuş.

O’nun mandolini konuşturuşu Romen sanat çevrelerinde efsaneleşmiş.

Dün internette şöyle bir baktım, doğum günü vesilesi ile de olsa gerek bu günlerde şarkıları yine gözdeleşmiş. Dobruca’nın bu yiğit evlâdı ve güçlü sesi bakın bizi nerelere götürdü. O şimdi Bükreş Müslüman mezarlığında yatıyor. Makamı cennet olsun.

(Bu yazı 12 Şubat 2013 tarihinde yayımlanmıştır)

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir